Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevinç BEYAZ KIYMAZ

Sevinç BEYAZ KIYMAZ
@psksevinckiymaz
“Zeka, güç, güven, uyanmış bir kalp ve zihne erişmek burada, şu anda ve her zaman mümkündür. Onları sadece ortaya çıkarır ve yeniden keşfederiz. İcat etmez ya da başka bir yerden getiremeyiz. Zaten hep oradadır. Bu yüzden karanlığa saplanıp kaldığımızı hissettiğimizde bulutlar birden dağılabilir. Bir anda neşelenebilir, rahatlayabilir ya da zihnimizin enginliğini deneyimleyebiliriz. Bunu size bir başka kişi sağlayamaz. Birileri sizi destekleyebilir ya da yardım edebilir ama sonsuz potansiyelinizi ancak siz kendiniz deneyimleyebilirsiniz. “
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
·
26 günde okudu
Şefkat
ŞefkatZümra Atalay
7.7/10 · 408 okunma
“Büyükbaba kalbinde savaşan iki kurt olduğunu söylemişti. Kurtlardan biri kindar ve öfkeliydi, diğeriyse anlayışlı ve iyi yürekliydi. Genç adam, büyükbabasına kalbindeki savaşı hangi kurdun kazanacağını sordu. Büyükbabası ‘Kazanan kurt, beslemeyi seçeceğim kurt olacak.’ diye yanıt verdi.”
Sayfa 9 - KoridorKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Biz insanlar zehirli sarmaşıklar yüzünden büyük bir sıkıntı yaşayan küçük çocuklar gibiyiz. Rahatsızlığımızı gidermek için istemsizce kaşınmaya başlarız ve bunun gayet yerinde bir hareket olduğunu düşünürüz… Ama kaşındığımızda zehirli sarmaşığın etkisinin yayıldığını bilmeyiz. Çok geçmeden her yanımızı kaşımaya başlarız ve rahatlamak yerine kaşıntının arttığını görürüz… . ‘Shenpa’ bir şeye kapılmanın ve saplanıp kalmanın yarattığı his, o temel kaşınma hissi ve kaşınmanın kendisi ve aynı zamanda kaşıma isteğidir… Shenpa günlük deneyimlerimizde şöyle ortaya çıkar: Birisi size sert sözler söyler ve içinizde bir şey gerilir. Bir anda buna kapılırsınız. İçinizdeki gerilim hızla o kişiyi suçlamaya veya kendinizi kötülemeye dönüşür. Konuşmanın veya eyleme geçmenin ya da takıntı yapmanın yarattığı zincirleme tepki hızla gerçekleşir... . Shenpa’mızı kabul etmek, açıkça görmek ve tam anlamıyla deneyimlemek -ortaya dökmeden ve bastırmadan- gerekir. Shenpa’mızı kabul etmeye ve ertelemeden deneyimlemeye istekli olursak içimizdeki temel iyilikle, doğal zekamızla, açık olma halimizle ve içtenliğimizle bağ kurabileceğimizi ve bunlarla yaşayabileceğimizi bilen parçamız olan egonun yarattığı korkulardan bağımsız, kendimize ve diğerlerine sevecen davranmaya dayalı bilgelik erişebileceğimiz bir noktaya gelir. Zamanla bu shenpa’dan daha yoğun bir güç haline gelir ve doğal olarak zincirleme tepkiyi daha başlamadan durdurabiliriz.
Sayfa 32 - KoridorKitabı okuyor
%54 (57/104)
Sıçrayış
SıçrayışPema Chödrön
7.2/10 · 162 okunma
Reklam
“Yaşamdaki acılar bir bardak suyun içindeki kum gibidir. Eğer onu oradan çıkarmaya çalışırsanız kumla savaşırken suyun daha da bulandığını görürsünüz. Oysaki onu kendi haline bırakırsanız bardağın dibine çökecek, belki kum oradan çıkmayacak ama su berrak kalacaktır. Acıya da tıpkı suyun içindeki kum gibi davranmak gerekir. Mücadele etmeden sakince orada durmasına müsaade ettiğimizde zihnimizi bulandırmadığını fark ederiz. Böylece onu daha iyi görüp niteliğini anlayabiliriz… Şefkatin bize sağladığı şey, sıkıntı ve acıdan kaçmaktan ziyade onu anlamaktır.”
Sayfa 131 - İnkılapKitabı okudu
“Yaşamlarımızda acı ve keder ile karşılaşıp karşılaşmamayı bizler seçemeyiz. Kendi bedenlerimize ve zihnimize eşlik edip edememeyi de bizler seçemeyiz. Biz sadece bu durumlarla karşılaştığımızda bunları nasıl karşılayacağımızı ve nasıl yanıt verebileceğimizi seçebiliriz.”
Sayfa 120 - İnkılapKitabı okudu
“İnsan bazen kendini o kadar yalnız hissediyor ki ya da o kadar çaresiz. Tamam diyor, anladım. Bu dünya bana karşı kurulmuş bir tuzak, hatta bir mayın. Doğduğum gün üstüne basmışım. Şimdi çeksem ayağımı, bu koca dünya havaya uçacak. Onun için de durduğu yerde donuyor insan. Nefes almaya bile korkuyor. Geriye de işte, yalnızlık kalıyor.” #Şahsiyet
“Budist öğretilerine göre, şu zamana kadar yaşadığımız, şu anda yaşıyor olduğumuz ya da ileride de yaşayacağımız bütün acılar kendimizle ilgili meşguliyetimizden gelir… Acı çektiğimizde neden acı çektiğimizi, bu duruma kimlerin veya neyin sebep olduğunu, geçirmek için ne yapmamız gerektiğini düşünür dururuz. Ya da bunun yaşattığı duygusal ve bedensel süreçlerle meşgul oluruz… Acılarımıza odaklandığımızda kendimizle olan meşguliyetimiz artar. Kendimize daha çok önem veririz. Öz-önem kendimizi direkt ve açık olarak diğerlerinden daha üstün, daha iyi görmek değil; kendimizle olan meşguliyetimizin artması ve merkeze kendimizi almak ile ilişkilidir… Öz-öneme karşı daha dikkatli olmak, onun bazen nasıl bize zarar verebileceğini fark etmek ve onu mümkün olduğu kadar törpülemek gerekir. Bunun için elimizden gelen en iyi şey ona yargılamadan bakmaktır. Ve dikkatimizin odağını kendi acılarımız, sıkıntılarımız veya başarılarımız ve mutluluğumuzdan diğer insanlara, canlılara yönlendirmek, onlarla olan bağımızı hatırlamaktır.”
Sayfa 99 - İnkılapKitabı okudu
Bir Süre Sonra
“Bir süre sonra Bir eli tutmakla, bir ruhu zincirlemek arasındaki ince farkı öğrenirsin, Ve aşkın yaşlanmak, Birlikte olmanın da güvende olmak anlamına gelmediğini öğrenirsin. Ve öpücüklerin sözleşme Ve hediyelerin de vaat olmadığını öğrenmeye başlarsın. Ve yenilgileri Başın dik ve gözlerin açık karşılamaya başlarsın, Bir çocuğun üzüntüsü ile değil, bir yetişkinin zarafeti ile… Ve her şeyi, Bugünü düşünerek yapmayı öğrenirsin, Çünkü yarın ile ilgili her şey belirsizdir. Bir süre sonra güneş ışığının Yakıcı olduğunu öğrenirsin, Eğer fazla maruz kalırsan. Bu yüzden Başka birisinin sana çiçek getirmesini beklemeden Kendi bahçeni yarat ve kendi ruhunu kendin süsle. Ve göreceksin ki dayanıklısın Ve kuvvetlisin Ve değerlisin…” Veronica Schooffstall
Sayfa 92 - İnkılapKitabı okudu
Reklam
“Acıyı kabul etmek; ‘acıya rağmen değil, acıyla birlikte de devam edebilmektir’.”
Sayfa 17 - İnkılapKitabı okudu
“Düştüğümüz zaman kendimizi acımasızca eleştirmektense, düşüşümüz çok acı verici de olsa başka bir seçeneğimiz elbette var. Hamlesini yaptığında ve kendisini kibarca tedavi ettiğinde herkesin bir vakti olduğunu fark edebiliriz. Belki doğru ayağımızı öne atmayı beceremedik ama yine de denedik. Yere yüzüstü düşmek hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır, onurlu bir parçası aslında.”
Sayfa 41 - İnkılapKitabı okudu
“Kendimizi beslediğimiz, anlayış gösterdiğimiz ve zorlu zamanlarda kendimize de şefkat gösterebildiğimizde önemsenmeye değer hissederiz ve kendimizi mevcut durumumuzla kabul edebiliriz. Böylelikle, özellikle de zorlayıcı durum ve duygular deneyimlerken içsel kaynaklarımıza güvenmeyi öğrenebiliriz.”
Sayfa 76 - İnkılapKitabı okudu
“Yaşamlarımızda acı ve keder ile karşılaşıp karşılaşmamayı bizler seçemeyiz. Biz sadece bu durumlarla karşılaştığımızda bunları nasıl karşılayacağımızı ve nasıl yanıt verebileceğimizi seçebiliriz.”
Sayfa 81 - İnkılapKitabı okudu
“Işığı yanarken kucakla çünkü sonsuza kadar sürmeyecek.” #Elemental 🔥💦 Yine şahane bir Pixar yapımı. Duygularımız bize ne ifade etmeye çalışıyor? Hedeflediğimizi sandıklarımızın kaçı gerçekten bize ait? Duygularımızı dile getirmek bize alan açar mı? Diğerlerinden farklı yanlarımızdan keyif almak da mümkün mü? Sevgi güzelleştirir mi? Bu ve daha fazla sorunun yanıtı için kesinlikle tavsiye ediyorum.
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.