Belli ki yazar bu kitabı yaşamış. Kitap her ne kadar bir kısımda gerçeklik payı taşımasa da gerek olay örgüsüyle gerek felsefi gerek psikolojik her açıdan insanda izler bırakan bir kitap.
Her şey lou diye bir kadının başının altından çıkıyor. iki ayrı hayat olan bruer ve nietzsche nin bir birine ters ve bir birine bu kadar benzer sorunları ,biri kendinden kaçarken diğerinin kendisiyle yüzleşme isteği, en önemlisi de nietzsche felsefesinin dibine kadar gitmesi insanda keşke iki bin sayfa olsaydı diye bir his uyandırıyor. Pek spoylır vermek istemiyorum sadece kitaplığınızda bulunması gereken kitaplardan bir tanesi şidetle tafsiye edilir .
iyi okumalar
Aslında kitap sadece ask ve duygulara yazılmış değil insanın bulunduğu duyguları iki kadın üzerinden çok iyi işlemiş ve anlatmış.
Henriette ve felixsin bir birine olan asil duyguları
Arabella nın şehvet ve kibir dolu olması, insanın en gerçekçi tercihlerinin sonucunu yüzene vurması bile kitabın neden dönemine damga vurduğunun diğer bir açıklaması öte yandan henriette nin duruşu ahlaki değerlerinin her ne kadar karşı koysada felixse olan aşkı sonucu yerle bir olması ve bu değerlere karşı boyun eğmemesine karşı yataklara düşmesi ve felixsin bunu bilmesine ragmen yinede geç kalması.
Bazı aşk(-duygular )karşısında insan saygıyla eğilir hernekadar sonuna üzülsemde ikinizin aşkı karşısında saygıyla eğiliyorum...