Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her şey tıpkı düşündüğü gibi olmuştu. Sabah kalktığında Abraham, İbrahim'di. Bir gusül abdesti aldı ve iki rekat namaz ile maneviyatın sonsuz iklimine daldı. İliklerine kadar bu maneviyatı hissetti. İslam'ı hissetmek, İbrahim'e neşe veriyordu. Aşık olmak işte böyle bir şeydi, yalan değil gerçek aşk. Allah'a aşık olmak. İbrahim hazırlandı. Annesini öptü. Arkasında hatırlamak istemediği anılarını da bırakarak ufuklardaki ebedi güzelliklere doğru gitmek için malikaneden ayrıldı.
Sayfa 306Kitabı okudu
Abraham ile Josef beraber malikaneden ayrıldılar. Josef: _Nereye gidiyorsun? _Camiye. _Nee! Yoksa Müslüman mı oldun? _Evet Josef, kalben Müslüman oldum. Eğer başka yapmam gereken bir şey varsa onu sormak için camiye gidiyorum. Herhalde orada bana yardımcı olacak biri vardır.
Sayfa 299Kitabı okudu
Reklam
Abraham, hayretler içerisinde okumasını sürdürürken bir taraftan da kararlar alıyor ve aldığı bu kararlar her geçen satırda daha başka kararlara vesile oluyordu. Okuduklarıyla önce Müslüman olmaya, sonra tıpkı İbrahim gibi hicret etmeye karar vermişti. Fakat nasıl Müslüman olunur, bunu bilmiyordu. Şu anda kimden yardım alabilirdi. Sahra yoktu. Çevresinde başka Müslüman da yoktu. İlk defa sadece içinden gelenleri yapmak istiyordu. Hemen secdeye kapandı. Böyle bir huzuru ilk defa yaşıyordu. İlk defa Sahra ve diğer Müslümanlarla arasında sağlam bir bağ olduğunu ve asıl şu anda Allah'ın onu gördüğünü hissediyordu. Uzun süre secdeden kalkmadı. Şu anda hiçbir şeyin secde ile arasına girmesine izin vermek istemiyordu. Kalbi coştukça coşuyor, içinden hıçkıra hıçkıra ağlamak geliyordu. Hıçkıra hıçkıra ağladı. Kendisini muazzam güvende ve İslam'a ait hissediyordu. Kendi kendine:"Bu mutluluğu hiçbir şeye değişmem. Hayatımda ilk defa, kalbim bu kadar sevinçle dolu."dedi.
Sayfa 291Kitabı okudu
Bir an önce Sahra'yı kurtarması ve bu kalbin sahibini araştırması gerekiyordu. Meğer yıllardır kendilerinin başkalarına yaptıkları bu kalp nakil olayları, ne değişik bir şeydi. Sanki içinde başka bir kişi vardı ve o kişiye karşı koyamıyordu. Londra'ya geldiğinden beri bir şeyler peşine takılmış bir türlü bırakmıyordu, işin aslı bu gidişin sonunu Abraham da merak ediyordu.
Sayfa 278Kitabı okudu
Abraham, sinirlendi. Saatine bakıyor, kaç gün geçtiğini hesap etmeye çalışıyordu. Öldüğünü söylemek bir tarafa, aklından bile geçirmek istemiyordu. Yatağından kalktı ve pencereye doğru yöneldi. Tüm düşünceleri karmakarışıktı. Artık, hayatının bir düzene oturmasını istiyordu. Yıllardır yapılması beklenen kalp nakli de yapılmıştı. Şimdi sırada önce Sahra'yı o cehennemden kurtarmak sonra da işlerinin başına geçmek vardı.
Sayfa 277Kitabı okudu
_Yani sen, 11 Eylül saldırısını Müslümanların yapmadığını mı söylemek istiyorsun? _Evet elbette. 11 Eylül saldırısını yapanlar kendilerini çok iyi biliyorlar ve bu sefer gizleyemediler. Bununla yapmak istedikleri zaten Müslümanların terörist olduğuna inandırmaktı. Büyük ölçüde başardılar ve bunu fırsata çevirerek İslam'a ve Müslümanlara bu şekilde saldırma hakkı elde etmeye çalıştılar. _Dediklerin doğru olabilir. Mantıklı. 11 Eylül'den sonra Amerika, Irak ve Afganistan'a girmişti. _Evet, şimdi söyle bana, bu durumda terörist olan kim?
Sayfa 250Kitabı okudu
Reklam
Sahra, Abraham'ın yanına kadar geldiğini biliyordu. Esasında bu olayın böyle neticeleneceğini de. Ne var ki olayın bu şekilde sonlanması kendisini de üzmüştü çünkü bu konuda en çok kendisini suçlu görüyordu. Hz. Yusuf zindan da iken dışarıya çıkacak bir mahküm:"Benden bir isteğin var mı Yusuf?" dediğinde, "Evet senden isteğim şu, krala git ve benim zindanda olduğumu hatırlat ki beni buradan çıkarsın."demişti. Adam dışarı çıkmış ama Hz. Yusuf bu olayın arkasından binlerce kez tövbe etmiş ve günahlarının bağışlanmasını istemişti. Onu hatırlayıp zindandan çıkaracak olan Allah’tı. Bir peygamber bir insandan nasıl medet umardı? Yine Allah'ın takdir ettiği şekilde tam yedi yıl zindanda kalmıştı. _Neden böyle bir şey yaptım? Neden bir insandan yardım bekledim? Tamam, ben bir peygamber değilim ama hepimizin yaratıcısı o. Bize nasıl davranmamız konusunda en güzel örnek peygamberler. Bizi en iyi tanıyan ve bize en büyük yardımı yapacak olan da o. Rabbim bizi hesaba çekme.
Sayfa 237Kitabı okudu
Zaman yine yapacağını yapmıştı. Babası Büyük Rosenberg, zamanın göreceli olduğunu söylerdi. Kimine göre zaman su gibi akıp giderdi kimisine göre ise vakit geçmek bilmezdi. Belki de zaman diye bir şey yoktu. Saati kim icat etmişti? Ömrü bir süreye sığdırmak insana yapılmış en büyük kötülüktü. İşte bugüne kadar Isaac Rosenberg'e yetmeyen yirmi dört saatin beş dakikası bile geçmek bilmez olmuştu.
Sayfa 229Kitabı okudu
Bu sözler Abraham'ı muhattap alan sözlerdi. Kendisinin izlendiğini hissetti. Etrafına bakındı. Pencereden dışarıya baktı. Görünürde izleyen yok gibiydi. Ama o, kendisinin yalnız olmadığını, bu kitap vesilesiyle sürekli bir eğitim halinde olduğunu düşünüyordu. "Belki de bu kitap beni çok iyi tanıyordur. Aksi takdirde beni, bu kadar nasıl bilebilir ki! Beni annem bile bu denli tanımıyordur!" diyordu. Bunlar ne güzel sözlerdi. Şu birkaç aydır yaşadığı kötü olayların yanı sıra, bu hoş, tatlı anlar Abraham'a yaşadığı bütün olumsuzlukları unutturuyordu. Kitap Sahra ile özdeşleşmişti. Biri birinin tercümanı, biri diğerini bilinmeyeni oluveriyor, Abraham'ın hayatına heyecan katıyordu.
Sayfa 182Kitabı okudu
Mustafa'yı sedye ile Sahra'ın odasına götürdüler ama Abraham'ın içi hiç rahat değildi. Burası her ne kadar güvenli gibi görünse de şu saatten sonra Sahra da Mustafa da tehlikede olabilirlerdi. Sedye ile getirirken Mustafa'nın yüzü örtülüydü,olur ya Bay Rosenberg ya da adamlarından biri kameralara bakmak isteyebilirdi. Bay Rosenberg zaten şüpheci bir yapıya sahipti, havadan nem kapar, öküzün altında buzağı arardı.
Sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
Yeni Laboratuvarın yanına varmışlardı. Burası birkaç laboratuvarın birleşmesinden oluşuyordu. Daha büyük ve daha kompleks bir yerdi. Çok fazla kişi çalışıyordu. Odaların içinde başka odalar ve denekler vardı. Bütün katılımcılar bir bir odaları geziyordu. Abraham da iç kısımdaki başka bir odaya girmek istedi. Kapıyı öylesine açmıştı ki gözlerine inanamadı: İçeride perişan vaziyette yatan denek, Mustafa'ydı.
Sayfa 166Kitabı okudu
Abraham'ın kendisine ait her zaman planları ve projeleri vardı. Babasının çok zeki olduğunu bildiği için Mossad'a bizzat kendi seçtiği kişileri verirdi. Onlar, orada yetiştirilir ve Abraham'ın ekibine öyle katılırdı. Gelen istihbaratçılar asla Abraham'ın sözünden dışarı çıkamazlar ve onun bilgisi dışında hareket etmezlerdi. Aksi halde ceza sistemleri de çok ağırdı. Şu ana kadar ceza uygulamayı gerektirecek hiçbir olay vuku bulmamıştı.
Sayfa 149Kitabı okudu
Abraham, aslında çok şaşkındı. Bütün bunları babasına nasıl söylemişti! Şu güçlü adama, hani şu gölgesinden dahi korkulan, kendisi dışında herkese sıradan ya da aşağılık gözüyle bakan gözlerin sahibine neler söylemişti! Bugün Abraham'ı çileden çıkaran neydi? Abraham'ın hassas noktasına, Sahra'ya dokunmuştu Bay Rosenberg. Bunu yapmamalıydı, bu durum güçler savaşına dönmüştü.
Sayfa 122Kitabı okudu
Abraham, nereye gideceğini dahi bilmiyordu. Malikaneden koşarak çıkmış ve soluğu Thames Nehri'nin kenarında almıştı. Gece karanlık, hava soğuk, Abraham yalnızdı. Üstelik yağmur da yağıyordu. Gidebileceği birçok yer vardı ama aynı zamanda hiçbir yer de yoktu.
Sayfa 112Kitabı okudu
_Yalnız siz benim için neyle karşılaşacağımı bilmediğim, uçsuz bucaksız bir sahra gibisiniz. O yüzden içimden size "Sahra" demek geliyor. Sizin için de bir mahsuru yoksa, size öyle hitap edebilir miyim? Yaşlı adam, tebessüm ederek: _Bir şartla edebilirsin. Abraham hiç böyle bir şey beklemiyordu. Çekingen bir tavırla: _Nedir şartınız? _Ben de sana "İbrahim diye hitap edeceğim. Abraham, Sahra'nın yüzüne bakakaldı. Çünkü İbrahim, sadece Müslümanlar için kullanılan bir isimdi. Abraham: _Tabii tabii... Nasıl isterseniz! Hangisi iyiydi kestiremiyordu. Yoksa bu isim olayına girmese miydi?
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.