Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Abraham ile Josef beraber malikaneden ayrıldılar. Josef: _Nereye gidiyorsun? _Camiye. _Nee! Yoksa Müslüman mı oldun? _Evet Josef, kalben Müslüman oldum. Eğer başka yapmam gereken bir şey varsa onu sormak için camiye gidiyorum. Herhalde orada bana yardımcı olacak biri vardır.
Sayfa 299Kitabı okudu
Bağdatlı bir müslüman, Abraham'a şöyle demişti: -Bir gün gelecek, bilim çılgınlaşacak ve savaşan devletler karşılıklı birbirlerinin silahlarını etkisiz hale getirecekler. Daha sonra da yapılacak bir şey kalmayınca yine ilkel zamanlara, yani kılıçla savaşmaya geri dönecek insanlar.
Reklam
"MÜSLÜMAN terörist OLMAZ"
-Beni neden öldürmüyorsunuz? Şu anda sizin hiçbir işinize yaramam. -Hayır hayır, yanılıyorsun! Aslında sen çok işime yarayabilirsin! Yapmamız gereken onca bilimsel çalışma ve kabul etmen gereken bir sürü suç var! Sahra'nın yanına eğilerek: -Aslında bunların hiçbiri umurumda bile değil, sadece oğlumun senin suçlu olduğunu bilmesini istiyorum. İlkler önemlidir, sen onun tanıdığı ilk müslümansın. Onu hayal kırıklığına uğratman gerekli. Eğer sen suçlu olursan, onun gözünde bütün müslümanlar terörist olur! Bunun karşılığında sana torununu veririz aksi halde torunun ölür! -Bir torunum değil bin torunum da olsa bir dünyayı yıkamam. Çünkü ben bir Müslüman'ım! Müslüman terörist olmaz. Bizim dinimizde bir cana kıymak, bir dünyayı yıkmak gibidir. Son sözüm bu, bir daha bana bu teklifle gelmeyin!
Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve selamet ol. Bu şu demektir: Ey ateş İbrahim'i yakmaktan uzak ol. Onun karşısında ateşten başka bir şeye dönüş. Yakıcılığını bırak. Dişlerini ve kılıcını at. Hararetini ve öfkeni söndür. Soğuk ol. Yakıcı olma!
Teodor, Abraham'a bu durumu bir şekilde ifade etmeliydi: -İyilik de kötülük de insanın ruhunda gizli. Öldürmeyeceksin, diyor Tevrat. İsrailoğulları bu nidayı duymak istemedi, bu ayeti başka bir yöne çekiverdi: Kendinden olanı öldürmeyeceksin. Başkalarını öldürebilirsin demekti bu. Oysaki gerçek tektir. Tanrı kati bir şekilde öldürmeyi yasaklamıştır Abraham. Unutma sen insanlara nasıl muamele yaparsan ölümün de öyle olur.
"Yaptığın işleri görme. Onlarla böbürlenme; bu hal sana yakışmıyor. Nefsi görmek, yapılan işlere karşılık beklemek iyi olmuyor. En iyisi bunları Hakk'tan görmektir. Bütün işleri O'nun yardımıyla yaptığını anla; ona göre işlerini ayarla. Eğer bir kötülük yapmıyorsan düşün. Bu halin senden mi yoksa Hakk'tan mı? Elbette Hakk'tan. O, seni esirgedi. O, seni sakladı. Buna hamd etmek gerek. Şükretmen lazım. Nerede şükür?
Reklam
Aslı aslına, nesli nesline!
Bu arada Sahra'nın hücresine varmışlardı. Sahra, kanlar içinde elleri arkadan zincirli ve diz çökmüş haldeydi. Bay Rosenberg: -Şu inatçı Türk ile yakından tanışalım. Osmanlı ha! Elinize geçen küçücük bir fırsatta dünyaya meydan okumayı seviyorsunuz. Biraz sanayiniz gelişti, yaşam standartlarınız yükseldi diye hemen eski ihtişamınızın geri geldiğini mi zannediyorsunuz! Buna hiç izin verir miyiz sanıyordun budala!
Bu sözler Abraham'ı muhattap alan sözlerdi. Kendisinin izlendiğini hissetti. Etrafına bakındı. Pencereden dışarıya baktı. Görünürde izleyen yok gibiydi. Ama o, kendisinin yalnız olmadığını, bu kitap vesilesiyle sürekli bir eğitim halinde olduğunu düşünüyordu. "Belki de bu kitap beni çok iyi tanıyordur. Aksi takdirde beni, bu kadar nasıl bilebilir ki! Beni annem bile bu denli tanımıyordur!" diyordu. Bunlar ne güzel sözlerdi. Şu birkaç aydır yaşadığı kötü olayların yanı sıra, bu hoş, tatlı anlar Abraham'a yaşadığı bütün olumsuzlukları unutturuyordu. Kitap Sahra ile özdeşleşmişti. Biri birinin tercümanı, biri diğerini bilinmeyeni oluveriyor, Abraham'ın hayatına heyecan katıyordu.
Sayfa 182Kitabı okudu
Kitabı okumaya devam ettikçe siyonizme lanet üzerine lanet getireceksiz!!!
Bay Rosenberg, anlatmaya devam etti: -Bu gördüğünüz deneği, Filistin'deki mülteci kamplarının birinden getirdik. Aslına bakarsanız buradaki deneklerin çoğunu oradan getirdik. Bu deneklerde öncelikle istenilen hastalığın gelişmesi için ilaç geliştiriliyor ve daha sonra da bu hastalık için ne gibi ilaçlar geliştirilebilir, bunun araştırması yapılıyor. Mesela bu denek için önce MS hastalığı planlandı. Yapılan çalışmalar sonucunda MS hastalarında görülen beynin ön lobunda plakların oluşması sağlandı. Daha sonra MS ilaçları deneyleri yapıldı. Bu şekilde sevgili misafirler, büyük gelişmeler kat edildi. Katılımcılardan birisi: -Efendim, neden bu deneyleri MS hastaları üzerinde denemiyorsunuz? diye sordu. -Çok basit, MS hastaları için biz çok sayıda ilaç üreteceğiz. Peki, bunun için yeterli sayıda MS hastasına ulaşabilecek miyiz? Bu deneylerle bizler öncelikle sağlıklı bireyler üzerinde deneyler yapıp MS hastalığını geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz bu hastalığı ise bazı meyve ve sebzelerin tohumlarının genlerine şifreliyoruz... -Evet anladım. Siz hastalığı yaygınlaştırmak için bu yiyeceklerin genlerini bozuyorsunuz, yani üreteceğiniz ilaçların piyasasını da oluşturuyorsunuz. -Mükemmel! Bu harikulade bir şey! Peki, başka hangi hastalıklar var? -Kanserden tutunda psikiyatrik hastalıklara kadar hepsinde çalışmalarımız var.
_Dünyada yaratılan her şeyin bir sahibi ve bir de sebebi var. İnsanlar doğar, tanışır, görüşür, değişir ve ölür. Hepsinin bir sebebi var. Sebepleri yaratan bir güç var. Hesaplar yapılır. Yüzyıllara yayılır. Zahride hiç hata yoktur fakat gerçekte hatanın ta kendisi oluverir. Gerçek görünüşte izafidir ama öyle değildir aslı, gerçek tektir.
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.