Hz. Ömer (r.a) demiştir ki:
"Çok gülenin heybeti az olur. Şaka yapan hafife alınır. Bir şeyi çok yapan onunla anılır. Çok konuşanın yanlışı çok olur. Yanlışı çok olanın hayâsı azalır. Hayâsı az olanın takvâsı az olur. Takvası az olanın kalbi ölür"
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Dilini kötülüklerden alıkoyanın, Allah (c.c) ayıbını örter. Öfkesine sahip olanı, Allah (c.c) azabından korur. Allah'a yalvarıp da özrünü beyan edenin, Allah (c.c) özrünü kabul eder. "
Tembellik neyse keyifsizlik de odur, tembelliğin bir türüdür. Doğamızın buna eğilimi var, ancak toparlanma gücü bulursak, kolaylıkla çalışmamız mümkün olur, gerçek hazzı elde etmenin yolu çalışmaktan geçer.
Ve sevgili dostum, yanlış anlaşılmaların ve tembelliğin, dünyada entrika ve kötülükten belki daha fazla yanılgıya yol açtığını bu küçük meselede bir kez daha anlamış oldum. En azından entrika ve kötülük daha sık yaşanan şeyler değil.
Başkalarının başına gelen felaketlerden haz alan bir insan türü vardı dünyada. Başkasının açlığıyla karnını doyuracağını sanmak kadar saçma bir şey olabilir miydi?