Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif Böcü

Elif Böcü
@radagast_the_aptal
çomü- mbg
Eskişehir
7 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
Ama her zaman geçer öğlen sıcağı akşam olur, gece olur ve acı çekenler, yorgunlar tatlı tatlı uyuyacakları huzurlu yuvalarına dönerler...
Sayfa 246
Reklam
Sizinle konuşmak çok keyifli...Uçurumun kenarında dolaşmaya benziyor...Önce korkar insan orada olmaktan, ama sonra nedense cesaretlenir.
Sayfa 225
İnsan her şeyi anlayabilecek yetenektedir. Gökyüzünün nasıl titreştiğini de, güneşte olup bitenleri de anlar; gel gelelim, bir başkasının neden onun gibi sümkürmediğini anlayamaz, bunu anlayabilecek yetenekte değildir.
Sayfa 178

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bak, akağaçtan kuru bir yaprak düştü. Onun bu hareketiyle kelebeğin uçuşu aynı şeydir. Tuhaf değil mi? Acınacak durumda, ölmüş bir şey capcanlı, neşeli bir şeyle aynı şeyi yapıyor.
Sayfa 161
Ayrıca büyük bölümü bize bağlı olmayan gelecek üzerine konuşmanın, düşünmenin ne gereği var? Bir şeyler yapma şansını yakalarsan ne ala, ama olmazsa, önceden boşuna gevezelik etmeye değmez en azından.
Sayfa 127
Reklam
Hiç aşık olmamış her kadın gibi o da neyi istediğini bilmeden, bir şeylerin olmasının istiyordu. Her şeyi istediğini sanmasına karşın, aslında istediği bir şey yoktu.
Sayfa 110
Ama, izninizle sorabilir miyim, sizler her şeyi yadsıyor musunuz, yoksa daha açıkçası, her şeyi yıkıyor musunuz?... Oysa yapıcı olmak gerekmez mi?
Sayfa 62
Acı ve keder daha çalar kapımızı nasıl olsa, fakat acımız eskisi gibi zavallı olmasın artık, başka türlü oluversin. Acımız kertenkelenin, kaplumbağanın acısına benziyordu.
Sayfa 141
İnsanlar birbirlerinin sadece ekmeğiyle değil ruhuyla da, biri diğerini hissederek, tahayyül ederek beslenirdi; aksi takdirde ne düşünecek, nerede harcayacaklardı güven dolu, hassas yaşam güçlerini, üzüntülerini dağıtmayı nereden öğrenip de avunacaklardı, nerede öleceklerdi fark edilmeden...
Sayfa 131
Reklam
...ölenleri ve yok olanları bir çırpıda unutmaya kalkarsak hepten anlamsızlaşır, zavallılaşırdı hayat: O zaman kendinden başka anacak kimsesi kalmazdı insanın.
Sayfa 121
...sömürünün her türlüsü insanın ruhunu sakatlamakla, onu ölüme alıştırmakla başlar, öyle kurulur egemenlik, başka türlü köle köle olmaz.
Sayfa 105
Ölüleri diriler gömmeli, burada diri yok, vadesini uykuda dolduran ölmemişler var. Mutlu edemezsin onları, acılarının farkında bile değiller artık, ıstırap çekmiyorlar, çekmişler çekeceklerini.
Sayfa 57
"Ben seni tanımıyorum," diye yanıtladı onu Çagatayev. "Tanımazsın, yemek yer gibi yaşıyorsun çünkü: İçine giren şey aynen çıkıp gidiyor. Bende dersen kalıyor her şey."
Sayfa 35
"Demek varı yoğu göğsündeki yüreğiymiş, o da çarptığı sürece..."
Sayfa 28
Çaresizlik, elem ve yokluk insanın en küçük rahnesine kadar sızabilir ve ancak son nefes süpürür onları oradan dışarı.
Sayfa 23
Reklam
Çocukluk anılarından bilirdi ki, uzun bir ayrılığın ardından tanıdık bir yeri yeniden görmek tuhaf ve üzücü gelir; yüreğin bağlılığını korumuştur mekana, oysa kıpırtısız nesneler seni unutmuştur, anımsamazlar, yokluğunda hareketli ve mutlu bir hayat yaşamış gibi yabancılarlar seni, duyguların karşılıksız kalır, acınası, meçhul bir varlık gibi dikilirsin karşılarında.
Sayfa 8