Dostoyevski hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık der. Palto insanın yeryüzünde ulaşmak istediklerinin karşılığıdır her neye ulaşırsak ulaşalım sonunda kaybedeceğiz. Palto insanın bitmeyen arzularının ve hüsranının öyküsüdür.
Hasan Aslan
Palto
Palto eserini yeni bitirdim ve daha iyi özümsemek için araştırdığım da herkesin sürekli Dostoyevski'nin sözünü paylaştığını fark ettim ama kimse açıklamıyordu . Öyküde ,bu sözde benim için havada kalmıştı taki bu yorumu görene dek. Palto eserinin neden bukadar kıymetli olduğunu , kısa olsa da bende neden bukadar derin anlamlar ve duygular hissettirdiğini bu sözle anlamaya başladım . Teşekkür ederim yorumunuz için :)(yeni olduğum için etiketleyemedim üzgünüm)
Sıkıcı ve duygudan yoksun bi kitaptı . Çerez niyetine bu tarz tarihi romantik kitapları okumayı severim ama bu kitap okuduklarım içinde en vasatıydı . Ana karakterlerin aşkını ve sevgisini hiç hissedemedim . Adamın kendisine yapılan ihanete bile daha fazla duygu beslediğine eminim . Kitabın temelinde de bi gizem var ama okadar duyguların önüne geçmiş ki bi yerden sonra bit artık diyorsun . Yıllardır platonik olarak aşık olduğun kişiyle bir şekilde evleniyorsun ama onu kazanmak için uzunca bi süre adam akıllı çaba göstermiyorsun , bide adam sevgini anlamasın diye daha bi mesafeli soğuk davranıyorsun . Ben beğenmedim serinin diğer kitaplarını da okumam
"Gözlerini mucizelerle doldur, hayatı on saniye sonra ölecekmişsin gibi yaşa. Dünyayı gör. Fabrikalarda üretilen ve ya bedeli ödenen herhangi bir rüyadan daha fantastiktir o. Garanti isteme, güvenlik isteme... Öyle bir hayvan hiç olmadı. Olsaydı bile her gün, bütün gün bir ağaçtan baş aşağı sarkan, hayatını uyuyarak geçiren, büyük tembel hayvanla akraba olurdu. bunun canı cehenneme... Ağacı sars ve o büyük tembel hayvanı kıçının üstüne düşür."
Bir distopya da geçtiği söyleniyor ama günümüz dünyasına okadar yakın hissettirdi ki beni . Belki henüz kitaplar yasak değil ama genede kimse okumuyor , okuduğunu anlatmaya paylaşmaya çalışsan öcü görmüş gibi kaçıp bomboş duvarlara koşuyorlar. Yazarın kitabı yazdığı dönemde televizyon yeni yeni çıkmış ve bu duruma olan tepkisini bu kitapla aktarmış . Acaba diyorum yazar biraz daha günümüzde yaşasaydı günümüz telefonları ve bağımlılığı hakkında neler yazardı ? Eskiden uyumak için televizyonu kapatıp yatak odasına gidiliyordu , mutfağında televizyon yoksa yemek yerken bir şey izleyemiyordun ama günümüzde öyle bir hal almış durumdaki kitapta bahsedilen duvarlar artık her an her saniye bizle oradaki "aile" kavramını gerçeği sayan okadar insan var ki gerçekliklerini unutup. kit