Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

raveniole

raveniole
@raveniole
7 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
raveniole
Bir kitabı okumaya başladı
Hep Aşka Dair
Hep Aşka DairBell Hooks
8.3/10 · 101 okunma
Reklam
101 syf.
3/10 puan verdi
·
244 günde okudu
Ateşin Psikanalizi
Ateşin PsikanaliziGaston Bachelard
8/10 · 62 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ahlak kendimizi korumak uğruna kendimizi aşırı basitleştirmemizin ürünüdür.
Psikanaliz benliği unutmamıza ve onun yerine çelişen arzulardan ve cezalandırıcı içsel otoritelerden, rakip hazlardan, hazzın birbirine rakip değerlendirilme yöntemlerinden, haz olasılığını yok etmek isteyen ölüm içgüdüsünden ve hazzı uzatmak için her çareye başvurabilecek yaşam içgüdüsünden bahsetmemize yardımcı olabilir.
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
Yaşanan gerçeklerin yeniden kurgulanışıyla, tekelci kapitalizmin birey olma hakkını çoktan elinden aldığı insana yöneliyor; onu zorlayarak kendi özüne itiyor ve direnci gösteriyor.
İnsan Aklını Koruma Enstitüsü
İnsan Aklını Koruma EnstitüsüBilgesu Erenus · Gerçek Sanat Yayınları · 199411 okunma
54 syf.
8/10 puan verdi
7-70 yaşa uygun öykü dense de büyük sayfalarda küçük ve kalabalık yazıların olması ve illüstrasyonların içerikle çok da bağlantılı olmaması gibi basımdan kaynaklı sebeplerle çok küçük yaş grubunu yorabilir. Ama içerik tam Melisa Kesmezden beklediğimiz gibi nahif. Sürekli keşfetmek isteyen, mutlu ve meraklı bir çocuğun gözünden anneannesiyle geçirdiği bir yaz tatili. Basit eylemleri coşkuyla yapan minik çocuk ve ona alan açan bir anneanne. Tebessümle okuduğum kitabı yine tebessümle kapattım.
Anneanne Gezegeni
Anneanne GezegeniMelisa Kesmez · Nesin Yayınevi · 201937 okunma
“Yazları adaya gelen bir gazeteci dostun ses alma aygıtı var. Ve Doğu’da, köylerde, kahvelerde çekilmiş ses bantları. “Topal Abdo Ağıtı’nı dinler misiniz?” dedi bir gün. Biraz soğuk bir gündü sanırım; denize çıkılmamış. Hocanın otelinin altındaki kahvede toplanıldı. Ses aygıtı-eski usül, makaralı- geldi kuruldu. Çepeçevre oturdular. Babam, doğan
-normal’ davranışın patolojisi, kendinden vazgeçişin sonucu olarak uzlaşmanın patolojisi olarak gizlenir. -Kaderimiz üzerinde belirleyici olma iktidarı, asla bu sorumluluğu taşıyacak güçte olmamalarına rağmen tam da böyle insanlara teslim edilir. Ama bunun nedeni aynı zamanda bu insanların, gerçekçiliğe ve güce dair kendi fantezilerimizi temsil etmeleridir. -Şizofrendeki yarılma, duygu bütünlüğünü, yani iç dünyasıyla temasını koruma çabasıdır. Onun deliliği aslında bütünlük olmayan dayatılmış ve ısmarlanmış bir bütünlüğe karşı çıkıştır. Örneğin bir başkasına acımak, kendini üstün hissetmek veya karşıdakini aşağılamak için duygudaşlık kullanıldığında şizofren bunun karşısında herhangi bir duygu uyumu göstermez. Uzlaşanların, kaygı veya sevecenlik belirten bir tepki beklediği yerde şizofren gülecektir. Bu nedenle şizofrene gerçeklikle ilişkisi olmadığı ve yarılmış olduğu tanısı konur. -Açıklayıcı model olarak dürtü kavramı, özerklik için mücadelenin çocuğun gelişimindeki temel sorun olduğunu görmeyi engellemiştir. -Zayıflık duygusuyla sıkı bir bağ içinde olan kendi uzak geçmişlerinde, anne babalarının istismar edici sevgisini emir üzerine ‘gerçek’ sevgi olarak algılamak zorunda kaldıkları için kendi insanlıklarıyla olan ilişkileri hasar görmüştür.
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yaşam tarzı ve protesto olarak delilik. Freud insanlardaki yıkıcılığın kökenini insanın doğasında var olan ölüm dürtüsüne mal ederken, bu görüşe karşı çıkan psikanalist Arno Gruen, insandaki yıkıcı ve ölümcül edimin kişinin, yanıltıcı bir iktidardan pay alma uğruna kendisine ihanet etmesinden kaynaklandığını savunmaktadır. Bunu savunurken de kendilik nefreti, ölüm saplantısı, nesnelleştirilmiş şiddet, erkek miti ve kadına özgü kendilik değeri, nazizm, uzlaşma, isyan, iç boşluğun ifadesi olarak güçlü erkeklerin güç politikası, yaşam politikası olarak delilik ve karşı çıkış olarak delilik gibi birçok enfes konudan daha bahsetmektedir.
Normalliğin Deliliği
Normalliğin DeliliğiArno Gruen · Çitlembik Yayınevi · 2020308 okunma
Reklam
-Yürüyerek kimlik fikrinin kendisinden, biri olma, bir isim ve hikayeye sahip olma isteğinden kaçarsınız. Yürürken biri olmama özgürlüğünü yakalarız, çünkü yürüyen bedenin tarihi yoktur, o sadece hareket halindeki kadim yaşamdır. -Mümkün mertebe az oturmalı; açık havada yürürken doğmayan, şenliğine kasların da katılmadığı hiçbir düşünceye güvenmemeli. Önyargıların hepsi bağırsaklardan gelir. -Yürüyüş burada Kant’taki gibi işe ara vermek ya da oturmaktan kamburu çıkmış, iki büklüm olmuş vücuda yapılan asgari bir temizlik değildir. Nietzsche çalışmak için yürümek zorundadır. Dinlenmenin, hatta refakatçisi olmanın bile ötesinde, Nietzschenin tam olarak parçasıdır yürüyüş. -İnsan burnunu tarihlere, olaylara gömdüğü anda, her şey kişinin kendi özgünlüğünün içine sıkışır. Oysa kurgulamaya, mitlere, ortak kaderler inşa etmeye ihtiyaç vardır. -Aslında bizi yalnızlığa sürükleyen çoğunlukla başkasıyla karşılaşmaktır. Sohbet kendinden ve farklılıklardan bahsetmeye götürür kişiyi. Ve bu başkası bizi, tarihimiz ve kimliğimiz içindeki, bencil ve yalanlar söyleyen özümüze taşır yavaş yavaş. -Geçmişten alınacak ders yoktur, zira ders almak eski hataları tekrarlamaktır. İnsan tam da bu yüzden yaşlılara pek güvenmemeli ve onların sözde ‘deneyimlerini’ (tekrarladıkları hataların yüklü toplamıdır bu sadece) kabul etmemelidir. İnsan sadece güvenin kendisine güvenmek zorundadır: tazeliğe.
Ancak başıma gelenlere ne anlam vereceğimi pek bilemiyorum. Bana göre buna bir kılıf bulamıyorsam ortada hiçbir şey yok demek ki! Ya gerçekte hiçbir şey olmadıysa? Kimbilir belki de benim başıma hiçbir iş gelmedi? Başıma gelenleri anlayamıyorum ve ancak aklımın aldığı şeyleri olup bitmiş sayıyorum- ya gerisi hakkında ne biliyorum?
Monokl YayınlarıKitabı okudu
Şivekâr bizden biri Yola çıktı yolu bilmeden Arıyor bir hedef gözüne kestirmeden Aradığı ne sevgili, ne efendi, ne sultan Özünü harekete geçiren onun Kanını kaynatan candır düpedüz kendi canı. Yol canlılıkla mukayyet Gitti deriz Ölenler için Yalnız yaşayanların işidir Yola çıkmak, yolu kat etmek.
Şule YayınlarıKitabı okudu
Beklenmedik olaylardan artık çekinmeyen ironi tehlikeyle oynar.
İnsanın yaratılışı öleceği tarihi bilmeye değil, onu hayal meyal sezmeye yöneliktir. Hayatı hep ölüm tarafından kapatılmıştır ancak umut tarafından daima aralanır, bu umut da ölümün asla bir zorunluluk olmadığını düşündürür.
Sayfa 25 - Monokl YayınlarıKitabı okudu
Ses
En çok kütüphaneye yaslanırdı beşiğim, Acınacak Babil, ki roman, hikâye, bilim, Her şey, Latin külü ve Yunan tozu orda var. Boyum yüksek o zaman kitap forması kadar. İki ses konuşurdu. Biri, kurnaz, kararlı, Derdi ki: “Bu Dünya bir çörek, tatlı mı tatlı; Güçlüyüm (ve sınırsız olur o zaman zevkin!) Sana o kadar büyük bir iştah vermek için.” Öbürü:
Sayfa 310 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam