Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

a seriousman

a seriousman
@rilkebaude
“Ben zevk peşinde koşan bir okuyucuyum. Kitap almak kadar şahsi ve muhterem bir konuda, görev duygumun işe karışmasına hiçbir zaman izin vermedim.” diyen Borges'in izinde...
7 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
"Elleri dizlerinde yorgunluk belirtircesine kavuşturulmuş ve gözleri koyulaşmış, çünkü insanların yanılgıları koyu renk buğular halinde bitip tükenmeden tüter önlerinde."
Reklam
"Tuhaftır işte, bulunmamak artık yeryüzünde. Unutmak, henüz edinilen alışkanlıkları. Güllere ve ümit veren her varlığa, sunamamak anlamını insanca geleceğin; var olduğumuz gibi olamamak artık korkulu o ellerde. Ve öz adımızdan bile çekip gitmek, kırık bir oyuncak gibi." Rilke
bilinen bir Siyu duasıdır.. "Tanrım, değiştiremeyeceğim şeylere dayanmak için bana güç ver Değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için de cesaret İkisini ayırt edebilmek için ise hikmet."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Borges yaşamı boyunca iki karabasandan kurtulamadı: aynalar ve labirent. İlk kez küçük bir çocukken, Dünyanın Yedi Harikasının bakır bir gravüründe keşfettiği labirent, merkezinde bir canavarın beklediği "kapısız bir ev"in korku­suyla dalduruyordu içini; aynalar ise bir gün onun olmayan bir yüzü yansıtacakları, daha da kötüsü hiçbir yüz yansıtma­ yacakları kuşkusuyla onu dehşete düşürüyordu.
"Ey geceler; ey pay­laşılan yumuşak karanlıklar; ey gölgede gizemli bir ırmak gibi akan aşk, ey her birinin öteki olduğu o mutluluk anı; ey mutlulu­ğun masumluğu ve arılığı, ey önce sevişirken, arkasından uyur­ken bizi kendimizden geçiren birleşme; ey günün ilk ışıkları ve onun seyrine dalışım." | Borges
Reklam
"Şiir kanımı kaynatmıyorsa, aniden sırlara pencereler açmıyorsa, dünyayı keşfetmeme yardım etmiyorsa, umutsuz yüreğimin yalnızlıkta ve aşkta, şenlikte ve sevgisizlikte eşlikçisi değilse, ne işime yarar?" demiş Kolombiyalı bir eleştirmen.. haklı değil mi?
"Afişlerdeki ya da moda dergilerindeki kadınlar, ki bugün bütün kadınlar onları taklit etmeye çalışıyorlar, çekicilikten yoksundurlar, çünkü gerçek değildirler, çünkü soyut bir takım önerilerden oluşmuşlardır. Onlar bir güdümbilim makinesinden doğmuşlardır, bir insan bedeninden değil !.."
a seriousman tekrar paylaştı.
"Tanrı kadını ve erkeği yarattığı hamuru yoğurmadan evvel, onların şekillerini, gecenin karanlığı üstüne tebeşirle çizmiş, bildiğimiz tek gerçek buradan geliyor, yani tozdan geldiğimiz ve toz olacağımız ve o geceki gibi karanlık ve derin bir gecede yok olacağımız.."
O uzak bir yere konmuş değil, elini nereye uzatman gerektiğini bildiğin takdirde onu bulacaksın. Şimdi ise adeta karanlıkta, arzuladığımız şeylere çarparak yakınımızdaki şeyler arasından geçip gidiyoruz.
Aslında hiç kimse ne geçmişi ne de geleceği yitirir, çünkü sahip olmadığı şeyi kim alabilir ondan?
Reklam
"Bezgin günlerimizde, dünyanın manaları güya vücudumuzdan akan kanlar gibi, gönlümüzden boşalarak, artık her şey gözü­müzden düşünce, biz, odamızın inine çekilecek, yatağımızın der­yasına dalacağız. O zaman hafızamızın ufuklarından eski muhab­betli günler ve eski lezzetli geceler, melek kanatlariyle gelerek, ve melek sesleriyle mırıldanarak, bizi eski ninniler gibi uyutacak! Yaralanmış gibi yattığımız yataklar bizi vapurlar ve trenler gibi hulyalarımızın ikliminde ve rüyalarımızın diyarında dolaştıracak ve biz, bu yorgun seyahatlerden, geceden doğan günler gibi, yine dinlenmiş çıkacağız."
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.