Aman Tanrım, ya doğa kanunları ve iki kere ikinin dört etmesi hoşuma gitmiyorsa? Bana ne doğa kanunlarından, matematikten... Duvarı yıkmaya gücüm yetmiyorsa, kendimi parçalayacak değilim elbette. Ama önümde duvar var diye boyun eğmeyi de kabul edemem.
Okumaktan başka yapacak bir işim olmadığı gibi, gideceğim bir yer de yoktu. Etrafımda beni kendisine çekecek, saygı duyabileceğim bir iş de bulamıyordum.
Bence babalar, annelerden daha fazla düşkündür kızlarına; bu nedenle kız, baba evinde mutludur... benim bir kızım olsa, onu herhalde hiç evlendirmezdim.
Yağmur yağarken saray yerine bir tavuk kümesi görsem, ıslanmamak için oraya girerim belki; ama kümesi de beni yağmurdan koruduğu için saray olarak göremem. Şimdi gülerek böyle bir durumda sarayla kümes arasında bir fark olmayacağını söylüyorsunuz. Evet eğer yaşam gayemiz ıslanmamak olsaydı, size katılırdım.
Bazı işleri insan profesyonel olarak yapar, zorunludur, ekmek parası için yapılır; bazı işlerse kav gibidir, insanın tutkusunu ateşler, uzun, yavaş ve istikrarlı bir yanma işlemine tabidir; işte kitap bu ikincisiydi.