Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Bu kitabın üstüne söylenecek duyguları, kelimeler ve harfler bütünü nasıl taşıyabilir bilmiyorum. Fakat yazmak gerekirse eğer: Bir insanın görüşüne, ruhuna, duygularına, yaşamının yasalarına bir insan kitap yoluyla nasıl sızabilir? İşte onu yaşadım. Deliliğin ihtişamını, cennetini ve cehennemini gördüm tanımadığım bir insanın gözünden... Muhteşemdi... Enfesti...
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı
Zen ve Motosiklet Bakım SanatıRobert M. Pirsig · Ayrıntı Yayınları · 20221,215 okunma
Bir fincan çayla ilgili eski bir benzetme vardır. Taze çay içmek istiyorsanız fincanınızdaki eski çaydan kurtulmanız gerekir, yoksa fincanınız taşar ve her şey sırılsıklam olur. Kafanız da o fincan gibidir. Kapasitesi sınırlıdır ve dünyayla ilgili bir şeyler öğrenmek istiyorsanız bunu alması için kafanızı boşaltmanız gerekir. Tüm yaşamınızı fincanınızdaki eski çayın şıpırtısıyla, bunun harika bir şey olduğunu düşünerek harcamak çok kolaydır; çünkü yeni bir şeyi gerçekte hiç denememişsinizdir, çünkü hiçbir zaman içeri almamışsınızdır, çünkü eskisi onun girişini önlemiştir, çünkü siz eskisinin çok iyi olduğundan eminsinizdir, çünkü siz yeni bir şeyi hiç denememişsinizdir... bu böylece sürüp gider sonsuz bir sarmal biçiminde.
Sayfa 29
Reklam
“Ben bu nesneye, temelinde bulunan saklı biçimlere bakarak yaklaşmıştı. Ben kıskının ne anlama geldiğini biliyordum. O ise kıskının ne olduğunu görüyordu. Bunun ayırdına bir şekilde vardım. Bu olayda kıskının ne olduğuna bakarsanız can sıkıcı bir şey görürsünüz. Güzel ve hassas bir makinenin bir hurda tenekeyle onarıldığını düşünmek kimin hoşuna gider?”
“Sanırım her şey hakkında, bateri çalmak hakkında düşündüğü gibi düşünüyor; yani hiçbir şey düşünmüyor. Yalnızca, yapıyor. Onunla bir arada bulunmuyor.”
Motosiklet sürmek romantik olmasına karşın motorsiklet tam anlamıyla klasiktir.
Sorunun kaynağı budur. İnsanlar ya yalnızca bir tarzda ya da öteki tarzda düşünmeye ve bunu yaparken öteki tarza ait olan her şeyi yanlış anlamaya ya da küçümsemeye eğilimlidirler.
Reklam
İnsanlar fabrikaya gelir ve tümüyle anlamsız bir işi, soru sormadan, saat sekizden akşam beşe dek yaparlar, çünkü yapı bunun böyle olmasını gerektirmektedir. Onların bu anlamsız yaşamı sürdürmelerini isteyen ne bir kötü adam ne de bir “ahlaksız herif” vardır; yalnızca yapı böyledir, sistem bunu gerektirir ve kimse, yalnızca anlamsız diye yapıyı değiştirme gibi tehlikeli bir işi üstlenmek istemez.
Sayfa 104Kitabı okudu
Ama sistem olduğu için bir fabrikayı yıkmak ya da bir hükümete karşı ayaklanmak ya da motorsiklet tamirden kaçınmak, nedenlere değil sonuçlara saldırmaktır ve saldırı yalnızca sonuçlara yönelik olduğu sürece hiçbir değişim olanaklı değildir. Asıl sistem, gerçek sistem, varolan sistematik düşünce yapımızdan, akılcılığın kendisinden başka bir şey değildir; bir fabrika yıkılır, ama o hükümeti üreten sistematik düşünce kalıpları sağlam kalırsa o düşünce kalıpları daha sonra başka hükümetlerle kendilerini yineleyeceklerdir. Sistemler konusunda çok şey söylenmiştir. Ama bu konu, hemen hiç anlaşılmamıştır.
Sayfa 105Kitabı okudu
“Tüm bilgilerimizin deneyimle başlamasına karşın bundan, deneyimden kaynaklandıkları sonucu çıkmaz,”
Sayfa 135Kitabı okudu
Önsel bilgiye bir örnek “zaman”dır. Zamanı göremezsiniz. Üstelik işitemez, kokusunu alamaz, tadamaz ya da dokunamazsınız. Alımlanan duyu verilerinde zaman yoktur. Zaman zihnin duyu verilerini alırken sağlamak zorunda olduğu (Kant’ın deyişiyle) bir “sezgi”dir. Uzay için de aynı şey geçerlidir. Algıladığımız izlenimlere uzay ve zaman kavramlarını uygulamadığımız sürece dünya kavranabilir bir şey olamaz; renklerin, biçimlerin, gürültülerin, kokuların, acıların ve tatların anlamsız bir kaleidoskopik karmaşasıdır yalnızca.
Sayfa 136Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.