Mürşid kapısında üflenen havanın yüzüme çarpmasiyledir ki, çözebildiğim bu sırra, o zamanlar alabildiğine başıboş, genç, pek genç sanatkâr... Sanatı sanat bildiği gibi, toprak üstü sürüngen yaşayışını da gerçek hayat sanan ve başını göğe kaldıramayan mağrur cüce...