Gülüyordu kız, ama bu gülüşün derinliklerinde bir acılık vardı
Beni mutsuz eden ve böyle düşüncelere iten şey, senin gidişin
Hiçbir sağlam temele dayanmayan, bölük pörçük bilgi kadar zihni karıştıran şey yoktur. Çoğu zaman bu bilgi kırıntıları yüksek hakikatlere dair tamamen yanlış fikirler verir ve zekâsı kıt olanları tahammül edilmez ukalalar halinr getirir.
Yerçekimi gibi, ırsiliğin de kendine mahsus kanunları vardır.
Silahların, korkakların ellerinde kendiliğinden patladığı zamanlar vardır ve yönleri hiç belli olmaz.
Babam bir çıkar sağlayamayacağı durumlarda kendini ateşe atmaz. Bir koyup beş almak ister o.
Sayfa 350 - Payel - Haziran - 2013Kitabı okudu
Silahların, korkakların ellerinde kendiliğinden patladığı zamanlar vardır ve yönleri hiç belli olmaz.
Sayfa 285 - Payel - Haziran - 2013Kitabı okudu
Eski mezarlıktan sadece tatlı bir hüzün, ömürlerinin kısa olacağına dair bir önseziyle ayrıldılar ; bir ses onlara bakir duygularla, tam da kendilerini birbirlerine verecekleri gün, hemen düğün öncesi bu dünyadan gideceklerini söylüyordu.
Sayfa 262 - Payel - Haziran - 2013Kitabı okudu
Uzaklarda, cırcır böcekleri Saint- Claire çayırlarında ötüşürken, Viorne ırmağı şakıyan aşık seslerini, ıslak dudaklı yumuşak fısıltıları getiriyordu ayaklarının dibine ve uykuya dalan gökyüzünden yere sıcak yıldız yağmuru iniyordu.
Sayfa 252 - Payel - Haziran - 2013Kitabı okudu
Bu aç, zavallı, gözü doymak bilmeyen Rouganlar böylece çevrelerinde servetlerini sağlayacak araçları toplamışlardı. Her biri ya korkaklıklarından ya da aptallıklarından onlara bağlılığı ve körü körüne, yükselmelerine hizmeti ihmal etmiyorlardı.
Sayfa 128 - Payel - Haziran - 2013Kitabı okudu
1848 Devrimi, bütün Rougonlar'ı işte böyle tetikte, kötü şanslarına çıkacak ilk fırsatta zengin olmaya hazır buldu. Tuzak kurup bekleyen, olaylara baskına hazırlanan bir haydutlar ailesiydi bu aile. Eugene Paris'i göz hapsine almıştı; Aristide ise Plassans'ı boğazlamayı hayal ediyordu; anne ve babalarına gelince, onlar hırsla hesaplarına vuracakları vurgunu, hem de oğullarından elde edecekleri menfaatleri planlarken, sadece Pascal, bu bilim aşığı, yeni kentteki aydınlık, küçük evinde, meslek sevgisiyle dolu olarak güzel bir yaşam sürüyordu.
Sayfa 97 - Payel - Haziran - 2013Kitabı okudu
Pierre ve Felicite, son gelen iki kıza sevinemediler ; kızlar, çeyizleri yoksa, çok sıkıntı yaratırlar, bir türlü evlenemezler.
Sayfa 82 - Payel - Haziran - 2013Kitabı okudu
İşte bu noktadan hücuma geçti Pierre, işini biliyordu genç adam. İyi durumda bir tüccar kızını asla vermezdi ona. İhtiyar Peuch, köşeye sıkışınca, Felicite'yi ondan alacak, sonra da kıvrak zekası ve enerjisiyle şirketi kalkındıracaktı. İşte böyle olurdu sınıf atlamanın yolu.
Sayfa 76 - Payel - Haziran - 2013Kitabı okudu
Dul bir kadının büyük oğlu sayıldığından askerlikten muaf tutuldu.
Sayfa 73 - Payel - Haziran - 2013Kitabı okudu
Artık her şey Pierre'e bağlıydı, o ne derse o olacaktı; satış yapmak, kasadan sorumluluk hep onun elindeydi, ona aitti : Zaten ne Adelaide'ye ne de Antoine ve Ursule'nin tembelliklerine aldırmıyor, hiç onlarla ilgilenmiyordu bile. Umurunda değildi onlar, çünkü ilk fırsatta onlardan kurtulacaktı. Ekmek ve su ile yetineceklerdi. Bütün servete Pierre sahip olduğundan, istediği gibi hareket etmesini sağlayacak olayı beklemeye başladı.
Sayfa 72 - Payel - Haziran - 2013Kitabı okudu