Sen merhamet sen rüzgar sen tiril tiril kadın
Sen bir mahşer içinde en aziz yalnızlığı yaşadın
Sen başını çeviren cellatbaşının güne
Sen öyle ki sen diye diye seni anlıyamayız
Şehrazat ah Şehrazat Şehrazat
Sen sevgili sen can sen yarsın
Fakat yine üzülme, müsterih ol
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm, seni arıyorum.
Çok güzel bir şiir 😊
Kitabı bitirir bitirmez bu incelemeyi yapmak için can attım. Kitap üzerimde çok etki bıraktı, aşırı güzel ve su gibi akan bir roman. İçerisinde tarihle ilgili birçok efsane var, bilgi edinmemin yanı sıra bu efsanelerin tekrar etmesi üzerine donup kaldım. Roman hakkında ipucu vermek istemiyorum çünkü kesinlikle okumalısınız ama kısaca, babasının varlığını çok fazla hissetmeyen ve her olayda bunu merkeze alarak, bundan güç alarak, üzerinde sıkça durduğu eserler ile hayatında bir ilişkilendirme yaparak ve efsanelerin gerçekleşmesiyle devam ediyor. Kitabın üçüncü kısmında anlatıcının değişmesiyle tüm taşlar yerine oturuyor. Kalp ritimlerinizle oynayan, düşündüren ve tesadüflerle dolu bu kitabı buraya bırakıyorum ve kitabın içerisinde ki bir alıntıyla incelememe son vermek istiyorum:
"Hayat efsaneyi tekrar eder!" dedim heyecanlanarak, "Sizde öyle düşünmüyor musunuz?"
Türk filmi tadında bir roman ile karşınızdayım.Aşk, entrika, intikam ne isterseniz bu kitapta. İlk psikolojik roman denemesi olan Zehra, her sayfasında psikolojimi bozdu desem yalan söylemiş olmam. Yaptığı şeylerle, şıpsevdi olmasıyla, sadakatsizliğiyle ve daha eklenecek birçok özelliğiyle Suphi'ye lanetler okudum.Bir erkek nasıl bu kadar kör olabilir, aciz ve güçsüz olabilir çok şaşırdım. Önceleri Zehra'yı suçlu bulsam da bence Suphi tüm ailenin kötü sonucunun baş sebebi. Nabizade Nazım, kıskançlık konusunu o kadar iyi işlemiş ki çıkaracağı felaketlerin hem kadın hem de erkek üzerinde ne gibi tesirler doğurabileceğini çok iyi bir şekilde anlatmış. Türk Edebiyatı'nın ilkleri arasında olmasına rağmen akıcı ve güzel buldum. Gerçekten her olay karşısında küçük dilinizi yutup psikolojinizin denenmesine şahit oluyorsunuz. Yazarın da dediği gibi "Kadın gönlüyle şaka olmaz..."