Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Rumeysa

Rumeysa
@rumeysatopcu
28 Mayıs 2003
190 okur puanı
Kasım 2020 tarihinde katıldı
insan bazı güçlüklerden, ancak onları unutmak süretiyle kurtulabiliyor albayım.
Reklam
gülünçlüğün ölçüsü nedir? ben! ben bir şey yaparsam gülünç olur. o halde gülelim ha-ha. bir bu ha-ha ile iyi geçiniyoruz, o kadar. çünkü içimden söylüyorum onu. ulan ha-ha! herkesi gülünç duruma düşür olur mu? demlikte su kalmadı; çaydanlktan biraz koy ve çalkala. küçük hesaplarmış. siz sanki farklı mısınız? ulan hepinizin ciğerini biliyorum! öyle değil mi ha-ha? değil. herkes böyle alçaltıcı ve küçük düşüncelere kapılmaz mı yani çay koyarken? kapılmaz. neyse biz de durumumuzu dışarıya belli etmiyoruz hiç olmazsa. büyük adamlar ne yapar peki bu durumda? onların uşakları vardır. içlerinde fakir olanı yok mu? uzatma çayları soğutacaksın.
eski düzene isyan ediyorum ve eski düzenin değişmesine karşıyım. ha-ha

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
kimseden karşılık beklemiyorum. ben monologtan yanayım. sevgisiz acımaya karşıyım.
"Dur Hikmet, dinle bak." "Dinlemem albayım. Sonra beni de dinlerler diye çok dinledim. Şimdi sıra bende. Buraya konuşmak için geldim." Susturamazlar; evet, ancak Yaşama!' demek gerekir ona. Yaşamaktan vazgeç ve bir duvarın köşesinde, yüzün duvara dönük dur, cezalı öğrenciler gibi. Hayır, bu bir efsanedir; ben böyle bir ceza almadım hiç. Hatırlamıyorum. Benim hatırlamadığım her şey bir efsanedir, yoktur. O bilmiyorsa yoktur, olmamıştır. Ben, üçüncü tekil şahısım. Ben bir yerde olsam bile benden öyle bahsederler: 'Kimseyi dinlemez', derler. Oysa 'Kimseyi dinlemiyorsun,' demelisiniz. Albay, okumasını sürdürdü. (Ben de sizleri üçüncü çoğul şahıs yaparım: Onları dinlemezler.) Ben de birinci çoğul şahıs olurum: Dinleyelim bakalım
Reklam
işte benim hayatım, beni dalgınlıklar mahvetti albayım ha-ha.
insan bir yere saplandığı sırada kendini nasıl idare eder acaba? bir şeylerle uğraşıyormuş gibi görünür herhalde. ben de onların önünde çay bardaklarıyla kaışıları kuruladım...
hay Allah unuttum, bulaşıkları yıkayacak su yok, çaydanligi tepesine kadar doldururum, bir kısmıyla bulaşığı yıkarım, beni planlama teşkilatına alacaklardı albayım ha-ha, bu meziyetlerimin değerini biraz da Sevgi bilseydi sonumuz, Saçmalama, sarılıp yatıyorduk albayım, bunlar söylenmez, olsun albay yabancı değil, çok terliyordum, benimle alay etmesin diye ona yaranmağa çalışıyordum, tuzu fazla olan yemekleri bile begeniyordum, ben fazla tuzlu sevmem halbuki, isteyen sofrada ilave eder, az tuzluya çare vardır, çok tuzluya çare yoktur, ben bütün bu sözleri çok tatlı bir dille söylediğimi sanıyordum, eyvah demlikteki tuz yanacak, çay da koysaydın ya aptal, doğru aptalımdır, biraz dibini tutmuş, ben onu şimdi çalkalarım kaynar suyla albayım, tuzu çayla birlikte koyarım, hiç sesini çıkarmadan çaydanlığı elimden alırdı Sevgi, kendi bildiği gibi yapardı çayı, işte en çok buna içerlerdim albayım, insan yerine koyup bir söz etmezdi, göstererek öğretirdi, ha-ha, ben de domuzun biriydim albayım, onu hayalimde kötü durumlara düşürerek intikam alırdım...
bu bütan gazı da iyi ayarlanamıyor albayım, ya çok yanıyor ya az yanıyor, içim yanıyor albayım...
Reklam
eski çayı çöp tenekesine dökerim, musluğu tıkamasın, çok düşünceliyimdir albayım.
Sayfa 82 - .dKitabı okudu
Şu paragrafın anlamı altında ezildik, paramparça olduk be Oğuz abi
Onu sevindirmek istedim albayım, Sevgi sevin dedim, elimi yıkadığım bütün bulaşıklar üstünde tek tek gezdirdim, onlar elimin altında gıcırdamadıkça yıkamaktan vazgeçmedim, bir daha yıkadım, bu sefer elim yağlıymış, yıkadıklarımı durularken yağ bardaklara tabaklara bulaştı, lavaboya gidip elimi yıkadım, hay Allah neden lavaboya gidip elimi yıkadım?
çok iş var yetişemem, en önce böcekleri öldürmek için kutusunun üstünde dehşetli bir resimli roman kahramanı bulunan o fısfıstan alırım...
beni anlamadılar, Sermet albayım, beni anlamadılar...
yanlış anlaşılmaktan, eksik anlaşılmaktan korkuyor
1.486 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.