“Değer alanı inançla kurulan mümkün alanı”ndan ibarettir." Sadettin Elibol
"Değer bilginin altında, başka bir ifadeyle egemenliğindedir. Değer, artık “gerçekler arasında bir gerçek” olarak ele alınır. Dolayısıyla değer yargıları psikolojik ve sosyolojik incelemelerin konusu olur. Ne var ki yeni dönemlerin bu yaklaşımı “iyi-kötü yargılarında hiçbir normatiflik bırakmaz; ortada yalnız örf ve âdet bilimi kalır!” Sadettin Elibol
"Orta Çağ’da bilgi değerin altında, açıkçası “egemenliğindedir.” Bu dünyada değer akılla incelenemediği, açıklanamadığı için irrasyonel ve mistik değer yaklaşımları doğmuştur." Sadettin Elibol
Milletvekili olamadı diye bu Cumhuriyet'e düşman oldu..
Bu dönüşüm konusunda Sadettin Elibol şunları yazıyor: "1946 seçimlerinde CHP genel sekreteri Memduh Şevket Esendal'ın İsmet Paşa'ya sunduğu aday adayları listesinden adı silinmeseydi Necip Fazıl'ın şiiri böyle gelişir miydi, dolayısıyla şiirinin iklimini kurma mücadelesi içine girer miydi? Herhalde -Gazi'nin vefatı dolayısıyla yazdığı yazılarda 'kuruluş esprisine' uygun bir profil çizmesine rağmen- adının İsmet Paşa tarafından kırmızı kalemle çizilmesi büyük şairin hayatında tam bir dönüm noktası olmuştur." Hece dergisi, 2005, Ocak, NFK özel sayısı, s. 556.
Sayfa 211 - Yordam KitapKitabı okudu
Yabancılaşmayı bir harici etken olarak başlatan ve sürdürenler bilinmesi gereken hainlerdir
Sayfa 192 - Birlik YayınlarıKitabı okudu
Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi bulunmayanlar ve toplumun diğer kesimleri yarın endişesi ile yaşamaya mahkum edilmişse, o toplumun devleti yoktur.
Sayfa 124 - Birlik YayınlarıKitabı okudu
Kemal Tahir'in deyimiyle Anadolu halkı esir düşmemiştir ki. kurtulsun.
Sayfa 110 - Birlik YayınlarıKitabı okudu
Toynbee kalkınmak, yükselmek için genellikle toplumların iki yoldan birisini seçmek zorunda kaldıklarını belirtir: Yükselmek isteyen ülke, ileri ülkenin kendine karşı kullandığı maddi ve manevi silahları aynen alır ve ona karşı kullanır. Bu, (Herodyanizm)dir. Sakıncaları; bu hareket taklitçidir, belli bir grup tarafından benimsenir, aşağılık kompleksini oluşturur. Halkça kabulü imkânsız olduğu için devlet eliyle devrim diye zorla kabul ettirilir. Bu sebeple başlar da kesilir. İşte tanzimattan beri yapılanların adıdır, bu herodyanizm...
Sayfa 103 - Birlik YayınlarıKitabı okudu
Karnının doyduğu yeri vatan sayanlar üretildi.
Sayfa 101 - Birlik YayınlarıKitabı okudu
İnsanın insanı sömürüsünden bahseden kitaplar, coğrafyanın sömürülüşünden niçin bahsetmezler? Yabancılaşma hareketine şiirleri ile -hürriyet isteyerek katılanlar kimin hesabına istiyorlardı acaba bunu? Güzel şey hür olmak, ama nedir hürriyet? Necip Fazıl hürriyeti iyiye. doğruya, güzele; tek kelimeyle mutlak gerçeğe köleliktir. diye tarif ediyor. Kemal'inden Fikret'ine kadar hürriyet çığlığı ile nefesi kesilenlerin anlayışı, tarifi bu değil
Sayfa 100 - Birlik YayınlarıKitabı okudu
İnsana ihanet edilirde, coğrafyaya edilmez mi? Edilir. Toprağın altımızda varoluşu vahiy ülküsünün
devletleşmesi içindir. Öyleyse, coğrafyayı ondan, o devletten mahrum ediş bir ihanet değil midir? Her şeyin bir hakkı vardır. Toprağın, taşın ve ağacın da hakkı bunların en iyi şeklide kullanılmasıdır. Bu hakkın yerine getirilmeyişinin adı açık değil midir?
Sayfa 100 - Birlik YayınlarıKitabı okudu
Bugünkü hukuk sistemimize göre bir mahalle bakkalının tasfiyesi bile altı
ayda yapılamaz. Fakat Osmanlı bir
kalemde tasfiye edildi. Bu, tasfiye değil, mirası reddetmektir.
K. Tahir
Sayfa 99 - Birlik YayınlarıKitabı okudu
Yarınlar ise, sıfırı değil, sonsuzu tercih edenlerindir.
Sayfa 84 - Birlik YayınlarıKitabı okudu
Çağlar öncesinde ortaya çıkan model insan», «sana acı çektirenlerin kahrolması için yalvarışın yeter."
diyenlere, ben insanlara acı çektirmek için değil, kahrolmaları İçin değil, rahmet için geldim diye cevap veriyordu. Vahyin oluşturduğu bu insanın en yakın arkadaşının yakarışı da oldukça ilginçtir: Vücudumu o kadar şişir ve azap yurduna at ki, yanmak için başkasına yer kalmasın.
Sayfa 84 - Birlik YayınlarıKitabı okudu
Aslında, inançsızlıkta, inanmak isteyen ve buna kendini ikna etmeye çabalayan bir baskı vardır..
Karl Jaspers
Sayfa 70 - Birlik YayınlarıKitabı okudu