Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İlim bilmek, irfan ise olmak demekti. Biz bilmesine belki bildik ama olamadık, olamayınca da bildiklerimizi hayata geçiremedik.
Tasavvuf bir kitap olsaydı, 'Usulsüz vusul olmaz.' sözü o kitabın adı olurdu. Mesela şeyhin kim gibi bir soru sorulmazdı. ' Hangi bağın gülüsünüz?' diye sorarlardı.
Reklam
‘Dile gel ey arayan gönül, aradığın senden gayrı mıdır? Senden gayrıysa, o zaman nedir aradığın? O, ayet ayet kendini ifşa etmezse, bilmediğini ve ya bilinmezi arar mısın?’
‘Gönlümdeki deniz ile kıyısında durduğum denizin inatlaşmasına da aldırmıyorum.’
Ruhun huzuru araması, kişi yaşadığı sürece devam eder. Yeter ki ruhu daraldığında bunu bir eza değil yükselme çağrısı olarak anlayıp yorumlayıp o çağrıya cevap verecek çareler arasın.
Reklam
Hem sabır demek hiç şikayet etmemek değildi ki! Sabır, derdini dert verenden başkasına şikayet etmemekti. Bu düşünce ile derdi verenden derman istenirdi ancak.
Bakıp göremeyenlerden, dokunup hissedemeyenlerden, kulağı olup duyamayanlardandım.
Dünya bize neler vadetmişti de Rabbimizi, öz yurdumuzu unutmuştuk?
İnsanın başına gelen belaların hepsi yalnızca nefisle ilgilenmekten kaynaklanır.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.