Başımı yasladığım camdan akıp gidiyor manzaralar, bazen yeşil oluyor anlıyorum ki çöl ortasında bir vahadan geçiyorum bazen de sapsarı oluyor, o zaman da güneşin ne kadar sıcak olduğunu ve başağı koparılmış saplara değip de bana geldiği zaman sıcaklığının ne kadar çok arttığını anlıyorum. Hem de en bunaltan şekliyle...
Müzikler de benim kederimle iş birliği yapmışlar gibi üstelik, tam video kameranın tuşuna basıp çekmeye başlayacakken son bir kez daha geçip giden bu manzarayı arka fonda işte gidiyorum çeşmi siyahım çalmaz mı...
Yakılacak çok şey var esasında ama ben oksijen tiryakisiyim, içilecek de çok şey var ama ben gök tiryakisiyim.
Böyle böyle düştüm yollara işte, bu sabah da gelip yokladılar sağolsunlar, eksik olmasınlar.
Hatta;
hiç gitmesinler, kalsınlar...