Mutlu olmasam da, başkaları mutlu olsun diye onlara duymak istediklerini söylüyordum.Rolümü oynuyordum.
Ben görmek istediğim şeyi gördüm. Hissetmek istedigim şeyi hissettim. O sadece üstüne düşen rolü oynadı.
Yaptığımız seçimler cesaretinizin derinliğini belirler.
Hiçbir şey beklememek daha kolay, çünkü o zaman hiçbir şey elinden alınmaz.
Insanlar sık sık yara izlerini gizlemeye çalışırlar. Sanki en ufak bir hasar, ne kadar kırılgan olduklarını gözler önüne seriyormuş gibi. Yara izlerini hatalarla, o hataları da utançla bir tutarlar. Mükemmelliyetlerine sonsuza kadar gölge düştü sanırlar.
Sahte Romeo
Herkes için her şey olmaya çalışmakla ve sonunda kendim için bir hiç olmakla geçen on dokuz yıl...
Sayfa 84 - CasieKitabı okudu
Bazen insanlar,sadece insanları dışarıda tutmak için değil ama kimin onları yıkacak kadar önemsediğini görmek için duvarlar koyarlar.
Sayfa 142Kitabı okudu
"Ne yaptığımı anlamadıysan diye söyleyeyim. Bin yüz altmış iki kez 'Seni Seviyorum' yazdım. Her gittiğim gün için bir tane. Ayrıca lütfen bunun çabucak halledilmiş bir kopyala yapıştır aşk itirafı olduğunu düşünme. Her birini sana karşı hislerimi açık açık belli etmediğim için, çok büyük bir aptal olmamın cezası olarak bizzat kendim yazdım.
Seni sevmediğim için gittiğimi sandığını biliyorum ama yanılıyorsun. Ben seni her zaman sevdim. Seni ilk gördüğüm andan beri. İlk görüşte aşkla ilgili atıp tuttum çünkü bu kavram bana çok saçma geliyordu. Ama seni The Grove'da, seçmelerin ilk gününde gördüğümde aynen böyle oldu ve daha tek kelime bile etmeden beni altüst ettin. Orada, seni sevsinler diye çaresizce, olmadığın biri gibi davranmaya çalışırken gördüm ve seni kollarıma alıp her şeyin yoluna gireceğini söylemek istedim.
O andan itibaren benim için yaratıldığını biliyordum.."
Herkes için her şey olmaya çalışmakla ve sonunda kendim için bir hiç olmakla geçen on dokuz yıl...
Sayfa 84Kitabı okudu
"Bazen insanlar, sadece insanları dışarıda tutmak için değil ama kimin onları yıkacak kadar önemsediğini görmek için duvarlar koyarlar. Anlıyor musun?"
Sayfa 142
"Japonya'da "Kintsugi" dedikleri, değerli seramikleri altınla onarma sanatı diye bir şey var. Sonuç, kırıldığı bariz belli olan ama bu nedenle daha da güzel hale gelen bir parça. Bu, bende her zaman hayranlık uyandıran bir kavram.
İnsanlar sık sık yara izlerini gizlemeye çalışırlar. Sanki en ufak bir hasar, ne kadar kırılgan olduklarını gözler önüne seriyormuş gibi. Yara izlerini hatalarla, o hataları da utançla bir tutarlar. Mükemmeliyetlerine sonsuza kadar gölge düştü sanırlar.
Kintsugi bunun tam tersini yapıyor. "Trajediden doğan bir güzellik vardır. Yaşanmışlıkları gösteren şu değerli çatlaklara bir bakın," der adeta."
Sayfa 479
"Bazen birinden hoşlanman ne istediğinle değil tamamen neye ihtiyacın olduğuyla alakalıdır."
Sayfa 133