sarê

Saatlerin birbirlerinden farklı zamanları gösteriyor oluşu, bazıları çoktan durmuşken, bazılarının ise akrep ve yelkovanının bile olmayışı tedirginlik veriyordu. Yaşlı Adam, burada saatlerin zamanı değil de zamansızlığı gösterdiğini bilmenin hüznüyle,
Reklam
Görmek yetmiyor artık, yeniden görülmek istiyorum
Yaşlı Adam başıyla olumladı. Kederi ve yalnızlığı çoğaldı: – Burada, insanları izlerken özne değilim. Asla! Onların nesnesiyim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
bir uğultu bulutuna dönüştü. Adam bu sesleri anımsıyordu, tanıdık bir hüzün çöktü içine. Gene de her sabah yaptığı gibi sadece gülümsedi
“Bir ölümü her gün yeniden yaşar Camlara yapıştırılmış yüzler gibi” Edip Cansever
Reklam
Yaşlı babaların büyük bir kısmı yasaların gün gelip de bir böcek gibi öldürülmelerine izin vereceğini biliyordu. Buna rağmen neden çocuk sahibi oldular? Nedir onları üremeye iten bu ölümcül güdü? Gözlerini kör eden nedir?
Bir gölge karanlıkta ölür mü sence?
Ben, bir gölge, ancak bir başka gölgede gizlenirdim
Evin yolunu yitirdim Emir. Ne olurdu şu kalabalıkta karşıma çıkıversen... Seni ararken bütün yüzler aynı. Hepsi kırmızı yanaklı, tombul. Hepsi sağlıklı, güneş yanığı köylü suratları. Şimdi yüzün, senin olmaktan öte, “yüz” denilen şeyi anlatıyor bana. İnsanlara bakarken sağda solda, suratlarındaki koca boşluk, koca yokluk, bir “yüz”e sahip olmamaları
Küçük bir eğlence alanına vardım. Çocuklar bir köşede ellerindeki cam parçalarını ateşe tutmuş, isliyor. Güneş tutulacakmış bugün. “Hem de halkalı!” Öyle söyledi güzel gözlü esmer bir çocuk. İleride birkaç tanesi çember çeviriyor, kahkahaları buraya kadar geliyor. Onlara kendi gülüşümle eşlik etmek istiyorum. İçimde, nemli duvarların ardından açık havaya çıkarılmış o hüzün, derin bir kedere dönüşüyor giderek. Gülmek isterken kimin sesini bağırıyorum böyle?
Reklam
Bedenimi sanki dışarıdan izliyorum. Bedenimde olmaktan ölesiye korkuyorum çünkü. Bir hançer daha var Emir, bu hançerin yıllarca özlediği kan, benim etim. Bu hançer yıllarca bana doğru yürüdü. Bense onun getireceği yaraya hazırlandım. Yastığımın altında kendi hançerim, ancak öyle uyuyabildim. Sırtım bütün giysilere, bütün duvarlara, ardımda bıraktığım tüm o yollara, kentlere ve onları çevreleyen dağlara karşın çıplaktı. Gövdem korkusunun o hançerde artık son bulmasını istiyor belki de. Bu yüzden ona soyundu. Bunca zaman neden gölgelerde, karanlıklarda yaşadığımı bir bilseydin…
Keşke yanımda olsaydın şimdi. Onca zaman sonra günışığında dışarı çıktığımda bana eşlik etsen ne güzel olurdu. Hem birlikte bakıp eğleneceğimiz çok şey var burada
Bunca gürültüde bildik bir ayak sesini duyamam diye korkardım.
Arkada, göremediğiniz bir başka düşman var. Bir günebakan çiçeğinin beni izlediğini ve benden nefret ettiğini biliyorum.” Malcolm Lowry
“Soğuk insanın iliklerine kadar işliyor!” dedi hastabakıcı. Birinin onunla böyle konuşması çok hoş bir şeydi, onun için Deborah bu eşitlik duyumuna doğruyu söyleyerek karşılık verdi. “Sizin yalnızca bir çeşit soğuğunuz var; paltolarla halledilebilecek bir soğuk.”
310 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.