Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sarı Çizmeli Mehmet Ağa
1800'lü yıllarda doğan Mehmet Ağa, Karamanlı bir Yörük Türkmeni ve toprak ağası. Mehmet Ağa'dan Kıbrıs Girne'ye giderek Karaman'da yaptığı gibi ona verilen topraklarda tarım ve hayvancılık yapmasını istemişler. Mehmet Ağa, söz verdiği gibi buradaki toprakları işler, yanında binlerce kişi çalıştırır. Aynı zamanda küsleri barıştırır, yoksullara yardım eder, bekârları evlendiririr. Hatta evlendirdiği kişilere toprak bile bağışlar. Tüm hayatı boyunca varını yoğunu, yardıma ihtiyacı olan insanlara harcayan Mehmet Ağa, yokluk içinde hayata gözlerini yumar. 1971 yılında Kıbrıs'tayken Mehmet Ağa'nın ününü duyan Barış Manço, ağanın kabrini ziyaret eder fakat kabir çok bakımsızdır. Bunun üzerine sanatçı, 1979 yılında Sarı Çizmeli Mehmet Ağa parçasını yazar ve ağanın mezarını yaptırır. ***** Yaz dostum güzel sevmeyene adam denir mi Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi Yaz dostum altı üstü beş metrelik bez için boşa geçmiş ömre yaşam denir mi ***
Reklam
Barış Manço ***Yaz Dostum
Yaz tahtaya bir daha Tut defteri kitabı Sarı çizmeli Mehmet ağa Bir gün öder hesabı 🎶🎶🎶🎶🎶🎶🎶🎶🎶
— Zâlim!.. Bu kelime, Atatürk'ün dilindeki tatlı Rumeli şivesiyle sertleşiyordu. Yüzüne içimiz titreyerek bakıyorduk. Gözlerinin mavi bebekleri şimşek şimşekti. — Ben... Mustafa Kemal zâlim! Bunu, tanınmış bir Türk kadını, Amerika’da onun için söylemişti. Kadehinden büyük bir yudum içti. Sofrada mezar taş­ları kadar dilsizdik. O konuştu: — Ben hayatımda bir tavuk kesmedim... Kesemem... Elim varmaz buna!.. Yüzü, anlatılmaz bir ruh acısiyle çizgi çizgi yaralıydı. Nerdeyse, iki gözbebeği iki damla yaş olup yanaklarından akacak sanıyordum. Yumruğu, bileğinden kopmuş gibi, masaya düştü: — Türkiye Cumhuriyeti bir ihtilâlden doğdu, dedi, millî bir ihtilâlden... Siz, tarih içinde, ancak onbeş kurban vermiş ihtilâl gördünüz mü?.. Sesini, tekrar kadehinden aldığı bir yudumla yumu­şattı: — Eğer ben, on beş bedbahtın asılmasına göz yumdumsa, bu neyi anlatır, bilir misiniz? Benim zâlim oldu­ğumu mu?. Hayır... Tam aksine, ne kadar merhametli olduğumu! Artık fırtınası yatışıyordu. Artık yüzüne bakabiliyor­duk. — Benim kalbim, dedi, asırlarca ezilmiş, asırlarca cefa çekmiş bu millete, o kadar muhabbetle, o kadar şefkatle doludur ki, on beş kişiyi on beş milyon uğuruna feda ettim!.. Yüreğimdeki büyük merhamet, küçük merhamete üstün geldi!
Bidakine
Türk kızı, mebus oldu, doktor oldu, hâkim oldu, şoför oldu. Fakat onun en şerefli vasfı anne olmaktır.
Tek sebebi erdoğan, iyi akşamlar
Pek sinirli olduk bugünlerde. Sade iktidardakiler de­ğil, sade muhalefettekiler değil, evdekiler, sokaktakiler, tramvaydakiler, vapurdakiler de öyle. Kavgasız otobüse binemiyoruz, kavgasız otomobilden inemiyoruz, kavgasız yemek yiyemiyor, içki içemiyor, şar­kı dinleyemiyoruz.
Reklam
Reklam
Sincan cezaevinde boş yer var
Devlet baba, fakir çocuğunun kesesinden kendi hissesini, sessiz sadasız almaktadır. Ama, parmağının ucu zenginin kasasına dokundu mu, aman aman aman...
Millet kemerleri sıkarken, vekilleri, elbet pantalonların göbek düğmelerini çözemez.
Bin minnet, bin şükran sana ey sevgili ve ebedi Başkomutanım…
Bugün 19 Mayıs. O'nun Samsun'a ayak bastığı tarih. Ayak bastığı gün demiyorum. 19 Mayıs, gün değil, tarihtir. Türkiye Cumhuriyetinin tarihi bu adımla başlar: Hürriyetiyle, istiklâliyle, inkılâplariyle... Bugün, Doğudan Batıya, Kuzeyden Güneye, kurtardığı vatan yüzünde, O'nun ruhu, bayrak bayrak uçuşacak... O, yalnız toprağımızı sömürgeciler çizmesinden değil, yalnız insanımızı sömürgeciler kamçısından değil, kafamızı, ruhumuzu da ortaçağ karanlığından kurtarmıştır. Millet bütününün yarısı olan annelerimiz, hemşirelerimiz, kızlarımız, onun ışığında geceden gündüze çıktılar. Bitmez tükenmez bozgunların, akın akın hicretlerin eğdiği başlar, o Samsun'a ayak bastıktan sonra doğruldu. Yıllarca, sınır boylarından «Evet, evet,» diye gerileyen Türk politikası, ilk defa O'nun ağziyle «Hayır, hayır, hayır» diye ayak diremiştir. Hem de, donanmasının topları İstanbula çevrilmiş, Birinci Dünya Harbinin galiplerine karşı! 19 Mayıs... Bu yalnız bizim değil, kıtalar aşırı bütün sömürgelerin bayramıdır.
366 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.