Şiir okumayanları bütün salınışlarıyla hayatın orta yerinde görüyor ve hiç şaşırmıyoruz. Ne de olsa şiiri kapısından kovan hayat her zaman olduğu gibi yine onlardan yana..
Milyonlarca insan, nasıl tedavi edileceğini bildiğimiz hastalıklar yüzünden ölüyor. Herkese yetecek şey varken milyonlarca insan yoksulluk çekiyor. Biyosferin tek yuvamız olduğunu biliyor, yine de onu mahvediyoruz. Neyle sonuçlanacağını bilsek de birbirimizi nükleer silahlarla tehdit ediyoruz. Canlıları seviyor, ancak türlerin kitleler halinde yok olmasına göz yumuyoruz. Ve geri kalan her şey -soykırım, işkence, kölelik, aile içi cinayet, çocuk tacizi, okullarda baskınlar, tecavüz ve her gün yaşanan onlarca zulüm. Bu işkencelerle yan yana yaşıyoruz ve buna rağmen mutluluğu, hatta aşkı bulunca şaşırmıyoruz. Yapay zihinler bu kadar iyi savunulmaz.
Sayfa 152 - YKYKitabı okudu
Reklam
İspanya İç Savaşı: Darbe, Direniş ve Tarihyazımı
1 Nisan 1939’da İspanya’da iç savaş son buldu. İspanya İç Savaşı nasıl başlamıştı, anımsayalım: 1931'de Cumhuriyetçiler seçimle iktidara gelir; yeni anayasa yapar, krallığı kaldırırlar. 1936’da faşistlerle kralcılar askeri darbe yapıp kentleri tek tek ele geçirmeye çalışırlar. Cumhuriyetçi hükümete desteği İspanya'dan ve dünyanın dört
Milyonlarca insan, nasıl tedavi edileceğini bildiğimiz hastalıklar yüzünden ölüyor. Herkese yetecek şey varken milyonlarca insan yoksulluk çekiyor. Biyosferin tek yuvamız olduğunu biliyor, yine de onu mahvediyoruz. Neyle sonuçlanacağını bilsek de birbirimizi nükleer silahlarla tehdit ediyoruz. Canlıları seviyor, ancak türlerin kitleler halinde yok olmasına göz yumuyoruz. Ve geri kalan her şey - soykırım, işkence, kölelik, aile içi cinayet, çocuk tacizi, okullarda baskınlar, tecavüz ve her gün yaşanan onlarca zulüm. Bu işkencelerle yan yana yaşıyoruz ve buna rağmen mutluluğu, hatta aşkı bulunca hiç şaşırmıyoruz.
Sayfa 152Kitabı okudu
Milyonlarca insan, nasıl tedavi edileceğini bildiğimiz hastalıklar yüzünden ölüyor. Herkese yetecek şey varken milyonlarca insan yoksulluk çekiyor. Biyosferin tek yuvamız olduğunu biliyor, yine de onu mahvediyoruz. Neyle sonuçlanacağını bilsek de birbirimizi nükleer silahlarla tehdit ediyoruz. Canlıları seviyor, ancak türlerin kitleler hâlinde yok olmasına göz yumuyoruz. Ve geri kalan her şey – soykırım, işkence, kölelik, aile içi cinayet, çocuk tacizi, okullarda baskınlar, tecavüz ve her gün yaşanan onlarca zulüm. Bu işkencelerle yan yana yaşıyoruz ve buna rağmen mutluluğu, hatta aşkı bulunca hiç şaşırmıyoruz. Yapay zihinler bu kadar iyi savunulmaz.
"Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan fetva isteyen ANAP Genel Başkan yardımcısının bu sözlerine de hiç şaşırmıyoruz. Güvendikleri dağlar var. Bu dağlara güveniyorlar. Bu ticari ve siyasal ilişkilere güveniyorlar. Bunlara güvendikleri içindir ki, Sayın Cumhurbaşkanı’nın öğretmenler gününde yaptığı konuşmanın içine dinsel amaçlı ekler yapıp, bu konuşmayı 500 bin tane basarak, bütün okullara ve bütün öğretmenlere gönderiyorlar. Bunun içindir ki, Milli Tarih adını verdikleri tarih kitaplarının kapaklarına cumhurbaşkanlığı forsunu andıran çizgiler koyarak, Çankaya’nın kendilerinden yana olduğu izlenimi vermeye çalışıyorlar. Üniversitelerde İnkılâp Tarihi dersleri, bunun içindir ki bu alanda yetişmiş öğretim üyelerine verdirilmiyor. Yine bunun içindir ki, zorunlu din derslerinde siyasal amaçlı propagandalar yapılıyor. Bunun içindir ki, Tevhidi Tedrisat Kanunu çiğnenerek İmam Hatip lisesi mezunları din adamı olacaklarına, devlet bürokrasisine yerleştiriliyor. Devlet, bundan sonra istediği kadar laik eğitim vermeye çalışsın! Nasıl olsa Suudi sermayeli ve dinsel amaçlı birader vakıfları bu çevrelere siyasal ve mali destek sağlıyor. Ve nasıl olsa laik devlet yavaş yavaş bu İslâmcı kadroların eline geçiyor. Türban aslında yalnızca genç kızlarımızın başlarını örtmüyor; bu çokuluslu İslâmcı düzenin apaçık görülmesini engellemek için belki de kimilerinin gözlerini örtmeye yarıyor!"
(6 Ocak 1987)Kitabı okudu
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.