İlk defa bir kitabı ağlayarak okudum:/ Muhteşem ötesi kurgusuyla Cengin Aytmatov gerçek sıkıntıların gerçek acıların ne olduğunu öğretti. En beğendiğim ve tekrar okuyacağım kitaplar arasında birinci sıraya yerleşti. Kesinlikle herkes okumalı.
Romanda erkekleri askere alınan bozkırın ortasındaki bir Kırgız köyünde geride kalanların çektiği sıkıntılar anlatılıyor.
Eldeki yetersiz yiyeceğin muhtaç olandan başlanarak dağıtılması, dört gözle beklenen hasat zamanları, umutların hasat zamanına ertelenmesi, savaş yüzünden ürünün hemen hepsinin merkezden istenmesi, boşa çıkan umutlar, yine açlık, sefalet, bir yandan cepheden gelen ölüm haberleri, umutsuz bekleyişler, savaşın uzun sürmesi üzerine aşağı çekilen cepheye çağrılma yaşı, anaların evlatlarını bir bir askere göndermesi, ayrılıklar, gözyaşları... Yani tek kelimeyle ve bütün zulmetiyle; savaş.