Savcı Soyer, konuşmasını sürdürüyor: “2 numaralı mahkeme tahliye etti Ecevit’i. O gün Hakim Gün Sosyal Kıbrıs’a tayin oldu gitti. Şimdi bakın, bu önemli bir baskıdır. Baskı ille de kafaya bir yumruk vurularak yapılmaz bir hakime. Bir hakim, verdiği bir karardan dolayı görevinden alınabiliyorsa, -lojmanda oturuyorsa, çocuğu varsa okulda- bu da baskıdır."
Sonra Sayın Savcı, halkları birbirinden ayıran sınırlar değildir. Gökyüzünün, suların, rüzgârın sınırı olur mu hiç? Düşmanlık bir sınır gerektirir belki, korunma güdüsüyle, ama bir kıyısızlık gerektiren sevgi sınır tanır mı?
Reklam
“Sivil bir sahsiyet olarak ben, nicin savci rolü oynayacakmisim ki: meslek secmem gerekiyorsa, savunma cephesinde olmayi yeglerim. Sahsen insanlari mahkum etmektense, anlamak bemi daha mutlu kilar.”
Yarının hiçlik olması tehdidiyle mutlu olamam ve olmayacağım. Derin bir hakaret bu... Bu yüzden, beni acı çekmem ve yok olmam için, fikrimi sormadan ve küstahça var eden bu doğayı; su götürmez davacı, savcı ve davalı rolümle, kendimle birlikte mahkûm ediyorum...
Devletin Hukuk Devleti olması demek, egemen erkin, (siyasal erkin) uyguladığı siyasal gücün (iktidarın), haşin, yaban bir güç olmamasını sağlamak üzere, Hukuk ile bağlanması demektir; onun eylemlerinden doğan sonuçların, doğacak olan sonuçların, daha önceden çizilmiş bir geçerlilik (muteberiyet) kuralları demetine uygun olarak belirmesi demektir.
Sayfa 132Kitabı okudu
Beni tanıyor musun sahi, Ya da beni ne kadar tanırsın ki sen Hangi karanlık geceyi paylaştın benimle söyler misin Hangi acılarımla harman oldun Kaç damla gözyaşımı sildin ellerinle Başını yasladın mı göğsüme benim, “Üzülme, geleceğim” dedin mi “gözlerimin içine bakıp” Beni tanıyormuş! .... Hadi canım! .. *** Beni tanıyor musun sahi, Ya da beni ne
Reklam
Sayın Savcı, gerçeklerin silahsızlandırılması diye bir şey vardır çünkü. Bir kelime, bir el hareketi, bir bakışla bile silahlarından arındırabilirsiniz gerçeği. Arındırırsınız ve gerçek, kurmacaya teslim olur.
Sayfa 402Kitabı okudu
Mahkemeye çıkınca, yargıç sormuş: — Anayasa'yı tağyir, tebdil ve ilga ettin mi? — Efendim? — Oğlum, yani savcı diyor ki, Anayasa'yı tağyir, tebdil, ilga etmişsin, ne diyorsun? — O dediğinizden hiç yapmadım komutanım... Yargıç dayanamayıp suçun niteliğini açıklamış: — Oğlum, Anayasa'yı ihlâl ettin mi?.. Yanıt şöyle gelmiş: — Efendim; biz köylüyüz. Ne anlarız Anayasa'dan. İhlâl edilmişse şehirliler etmiştir...
Kardoxî zor in
"bila ji av û agir bipirsin, wan jî nikaribû bi me."
Sayfa 36 - AvestaKitabı okudu
Yüzyıllar boyunca, suçlu oldukları savıyla bir sürü insanı idam ettiniz. Kökünü kurutabildiniz mi bunların? Yok olmak şöyle dursun bu suçlular ürettikçe üredi. Üstelik bunlara, kendilerini mahkûm eden zindancı, savcı, yargıç gibi başka suçlular da eklendi.
Sayfa 516Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.