Diğer kitaplarında olduğu gibi sade bir dil ve çevirinin güzelliği okunurluğu artırıyor. Yazarın vurguladığı tarihsel çizgi, 20. yüzyılın ikinci yarısından bu yana gelişen norm dışına çıkma eğilimini ve başarısını net bir şekilde yansıtıyor. Aslında bilim tarihinde her çağa özel çoğunluğun uyduğu düşünceler ve aksi fikirlere koyulan sert tavırlar mevcut. Yazarın bu doğrultuda Skinner ve Davranışçılık yaklaşımına karşı ortaya koydukları tatlı-sert ve yerinde(Fareli Köyün Kavalcısı Sıçan karikatürüne hala gülmekteyim). Ancak öğrenme teorisinin, davranış konusunda kitapta anlatıldığından daha büyük bir yere sahip olduğunu düşünüyorum. Biliş üzerine deneyler ilerledikçe özellikle kuşların başarıları çoğumuzu şaşırtacaktır. Primatların hem kontrollü deney ortamlarında hem de doğal ortamlarında sergiledikleri kendimizde görmeye alışık olduğumuz davranışlar “Evimsel Süreklilik” açısından tatmin edici kanıtlar. Ancak başta kuşlar olmak üzere bir çok canlının yapılan deneylerde başarılı performans göstermesi “Yakınsak Evrim” kavramını da bir hayli öne çıkarıyor. Sonuç olarak kaynakçasından da bolca yararlanmak üzere okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum ancak karşıt görüşleri de özellikle “İnsanbiçimcilik” ve “İnsaninkârcılık” özelinde okumak gerekiyor.