volia
@sdemirt6
Ebe
Sakarya Üniversitesi
istanbul
3 okur puanı
Ağustos 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
232 syf.
·
Puan vermedi
Bu olağanüstü amacın açık bir göstergesi her bireyde vardır. Bu, bir adamın bazen duruşundan anlaşılır, bazen de isteklerinde ve beklentilerinde açığa çıkar. Ara sıra kişi belirgin olmayan anıların, fantezilerin ve rüyaların yolu üzerinde gezinir. Bilerek yapılırsa, bu nadiren elde edilir. Ama her bedensel ve zihinsel tutum, kaynağının güç elde etmek için çabalamak olduğunu açıkça gösterir ve kendi içinde kusursuz olma ve yanilmama türünden bir ideali taşır. Nevrozun sınırları içinde kalan vakalarda, kendisini çevreye, geçmişteki ölülere ya da kahramanlara karşı güçlendirmiş bir mücadeleye sokmak her zaman görülecektir.
Sayfa 25Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Varoluşun basit neşesini kaybetmiştik. Çalışmak, büyümek, gelişmek ve ne yazık ki kısa varoluş süremiz boyunca sahip olduğumuz özümüze ihanet etmek üzere yetiştirilmiştik. Biz nasıl bir akıl hastanesinde yaşıyorduk böyle?
Sayfa 252Kitabı okudu
"Hangi felsefi, dini veya bilimsel sudan içtin de ölümün varoluşun sonu olduğuna karar verdin? Bir daha asla bir araya gelemeyecek şekilde dağılan atomlar miyiz biz? Yalnızca sistemli bir beyin miyiz, yoksa beynimizle birlikte çalışan ve sınırları asabilen bir zihinden mi ibaretiz? Bunu bilen var mı? Sen biliyor musun? Hangi inançlı kişi, düşüncelerini inancı hesaba katmadan savunabilir? Hangi nörolog tahminlerini kullanmadan teorilerini açıklayabilir? Hangi ateist veya agnostik hafif belirsizlik olmadan fikirlerini sınırlandırabilir?"
Sayfa 22Kitabı okudu
Yaşadığımız hayata bir anlam bulmak konusundaki acınası çabamızın bizi canımızı feda etmeye götürmesinden daha zavallı bir durum düşünemiyorum. Bazılarına göre hayat uğruna öleceğin bir şey varsa anlamıdır. Ne kadar şiirsel! Peki uğruna öleceğin şeyin anlamını belirleyen şey ne? Onu da buldun diyelim, onu anlamlı kılan şey ne? Bu şekilde bir döngüye girersin ve sonunda varacağı yer anlamsızlıktır.
Sayfa 88
İp! Şu tanrılarda amma mizah anlayışı vardı, öyle değil mi? Eğer insanda kendi kaderini kendi eline alacak o demir güç yoksa, o insan kaderini tanrıların eline bırakırsa, o zaman tanrılar zayıflığının cezası olarak böyle alay ederlerdi işte onunla. Kendi gemine kaptanlık edemiyorsan, hangi yanlış limana vardığına sasirmamalisin. Budala ve miskin kimselere, merkezi sinir sistemlerini soğan gibi soyup cilizlatan seruvenler sunulurdu. Romantik hulyacilar da kendilerini bir ip atölyesinde bulurlardi. Belki diyeceksiniz ki on beş yaşındaki bir kızın ailesine kafa tutmasını, toplumuna başkaldırmasini, ağırlıklı kültürel ve dinsel geleneklere isyan etmesini ve pek anlayamadığı bir rüyayı izlemesini beklemek de çok fazla olur. Elbette çok fazla olur. Kendi kaderini kendi tayin etmenin fiyatı hiçbir zaman ucuz değildir. Hele bazı durumlarda, düşünülemez bile. Ama insan harikuladelige ulaşmak için, dusunulemeyecek olanı düşünmek zorundadir.
Sayfa 99 - ayrıntıKitabı okudu
