Kendini iyi hissetmiyordu. İyi uyuyamıyordu. Korkunç sinir buhranları geçiriyordu.
Bazen, ardımızda bıraktığımız şeylerin nereye gittiğini -bir yerlere gitmeleri gerek, biliyorsun- merak ediyorum, dökülen saçlar, kestiğimiz tırnaklar...
Reklam
O sıcak ve güzel, diye düşündü kendi kendine, üstelik onu seviyorum da ama yararı yok, hiç yararı yok, çünkü hepimiz ölüyoruz. Geçmişe doğru gerisin geriye kayıp gitmeye dayanamıyorum. O son öpücük öldü.
Böyle düşüne düşüne hissizleştik.
Mutluluk en tamam olduğu anda bile kendi geçiciliğinin maskarası olmaktan ileri gitmiyor ki.
Reklam
Çünkü, inan bana, yaklaşmakta olan hiçbir tehlike beni zevk aldığım işi yarıda bırakmaktan alıkoymaz; hele bu zevk gerçeğin taze, güçlü bağrında gövermişse.
“‘Geçmiş’i ‘şimdi’nin dudaklarından öğrenebileceğine çok güvenme! Tefecinin en dürüstünden bile kuşku duy! Sana anlatılanın aslında üç aşamalı olduğunu unutma; önce anlatan tarafından biçimlendiğini, sonra dinleyen tarafından yeniden biçimlendirini, öyküdeki ölmüş adamın her ikisinden de sakladığı şeyler olduğunu.”
54 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.