Sebile Ecemnaz Kokal
@sebileecemnaz
bibliyofil psikolog
Psikolog
Üniversite
İstanbul
İstanbul, 6 Kasım 2001
40 okur puanı
Mart 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
"...Cinsel davranışlar ise bazen kendi doyumunu ikinci plana bırakarak kadına en üst düzeyde doyum sağlamaya yöneliktir (kusursuz davranış bekleyen anneye kendini kabul ettirme)."
Sayfa 133Kitabı okudu
"Bir kadını baştan çıkarmış olma, kabul edilmiş olmanın doyumunu sağlar (reddeden anneye karşı zafer). İlişkiyi sürdürme, beraberliğin içinde yok olma anlamına gelir (bunaltıcı anneden kaçma)."...
Sayfa 133Kitabı okudu
"Gerçekten de bazı kadınlar özellikle evli erkeklerle ilişki kurma eğilimindedirler... Bu, çocukluk yıllarında oluşan ve babayı annenin elinden alarak ona karşı zafer kazanma tutkusu biçiminde yerleşen bir nevrozun yetişkin yaşamındaki görüntüsüdür."
Sayfa 131Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
"Orgazm olma, erkeğe tümden teslim olma ve dolayısıyla yok olma anlamına geldiğinden, bazı kadınlar kendilerini bu doyumdan engelleyerek erkeğe yönelik sadist ve kendilerine yönelik mazoşist eğilimlerine doyum sağlarlar."
Sayfa 129Kitabı okudu
"...Dolayısıyla geçmişteki ezikliğini şimdiki egemenliğiyle ödünleme çabaları temeldeki değersizlik duygularını ortadan kaldıramaz."
Sayfa 125Kitabı okudu
"...Bir insana sevgi duyguları gelişirse, aslında o kişide kendisine ait özellikleri sever ya da onun kişiliğinde kendisini yaşayarak, kendisine verilmiş olmasını istediği sevgiyi ona vermeye çalışır."
Sayfa 117Kitabı okudu
"...Yetişkinliğe ulaştıklarında ise çevresindeki kişilerin de ihtiyaçları olabileceği ayırt edemeyen, durumları salt kendi ihtiyaçları açısından algılayan, 'ben' ve 'o' ilişkisi yerine, 'ben' ve 'o' ilişkisi görüntüsünde aslında 'ben' ve 'ben' ilişkileri kurabilen bir insan olarak yaşamını sürdürür. 'Ben' ve 'ben' ilişkisi ise maskelenmiş bir yalnızlığın anlatımıdır ve narsisizm sözcüğü ile adlandırılır."
Sayfa 115Kitabı okudu
"Çocuk, duygusal ihtiyaçlarının doyurulmaması ya da aşırı doyurulması sonucu kendi benliğinin sınırlarını oluşturamazsa, diğer insanları da kendilerine özgü ihtiyaçları olan varlıklar olarak kabul etmeyi öğrenemez..."
Sayfa 115Kitabı okudu
"Yeni doğan bebek, benliğinin sınırlarının o denli farkında değildir ki, temel ihtiyacı olan beslenmesini sağlayan anne memesini bile kendi bedeninin bir parçası olarak algılar."
Sayfa 114Kitabı okudu
"...Ancak eğer annenin sıcak yakınlığı, çocuk dış dünyayla ilişkiye geçmeye gereğince hazır olmadan kesilirse ortaya ciddi sorunlar çıkabilir. Böyle bir çocukta, sevginin nasıl olsa sürekli olmayacağı önyargısıyla, diğer insanlarla yakınlık kurma korkusu gelişebilir."
Sayfa 110Kitabı okudu
"Eğer bir bebek sıcak bir yakınlıktan yoksun kalır ya da böyle bir beraberlik zamanından önce sona ererse, bu yoksunluğu düşlerinde yarattığı ilişkilerle gidermeye çalışır. Bu düşleri kimseyle paylaşamadığından yalnız bir çocuk olarak yaşamaya başlar."
Sayfa 109Kitabı okudu
"...Duygusal yakınlıktan ürken bu kişiler, incinme olasılığını azaltmak için düşünce aracılığıyla iletişime girerler. Bir düşünce tartışmasının üstesinden gelememek, duygusal bir yaşantı sonucu zedelenmekten daha az acı verir."
Sayfa 105Kitabı okudu
"Psikolojik kökenli yorgunluk belirtileri, çocukluk yıllarında çevresinden gerekli desteği bulamamış ya da aşırı korunmuş olduğu için yetişkin yaşam için gerekli yetenekleri geliştirememiş insanlarda görülür."
Sayfa 101Kitabı okudu
"İnsanın kendisinden kaçabilmesini sağlayan ve yaşamını sürdürebilmesi için zorunlu olan uyuşturucu bir madde gibi kullanılan üzüntü ve umutsuzluk, çevredeki insanlara istediklerini kabul ettirebilmek için de kullanılabilir."
Sayfa 100Kitabı okudu
"'Önce kendisine sonra başkalarına' ilkesi ilk bakışta bencilce bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Ne var ki, bir insan ancak kendisine verebildiğinde diğer insanlara da 'gerçek anlamda' verecek şeyi olur."
Sayfa 97Kitabı okudu