''Sizin dünyada insanlar, bir bahçede beş bin gül yetiştiriyorlar; yine de aradıklarını bulamıyorlar. Oysa aradıkları tek bir gülde, bir damla suda bulunabilir. Ama gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir...''
''Şu kollarımda uyuyan küçük varlığına bana asıl coşku veren yanı, bir çiçeğe uyurken bile benliğinde lamba alevi gibi yanan bir gül görüntüsüne olan bağlılığıdır.''
‘’Yıldızlar gözden ırak bir çiçek yüzünden güzeldirler.’’ ‘’Bir yerde bir kuyunun saklı oluşudur çöle güzellik veren.’’
‘’Doğru. Ev olsun, yıldızlar olsun, çöl olsun hepsi güzelliğini gizliliğe borçlu!’’
“Zaten yalnız çocuklar ne aradığını bilirler. Bezden bir bebeğe bütün zamanlarını verirler, varsa yoksa o bebektir; ellerinden alınsa ağlarlar.”
“Ne mutlu onlara”
“Hoşça git.” dedi tilki.
“Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.”
Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: “Gerçeğin mayası gözle görülmez.”
“Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır.”
Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: “Uğrunda harcadığım zamandır.”
“İnsanlar bu gerçeği unuturlar, sen unutmamalısın. Evcilleştirdiğin şeyden her zaman sen sorumlusun. Gülünden sen sorumlusun…”
Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: “Gülümden ben sorumluyum…”
“Hep aynı saatte gelsen daha iyi olur. Sözgelimi öğleden sonra saat dörtte gelecek olsan ben saat üçte mutlu olmaya başlarım. Her geçen dakika mutluluğum artar. Saat dört dedi mi meraktan yerimde duramaz olurum. Mutluluğumun armağanını veririm sana. Ama gelişigüzel gelirsen içimi sana hangi saatte hazırlayacağımı bilemem. Ayinsiz olmuyor.”