Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.
Eskiden “Selvi Boylum Al Yazmalım” filminde Asya’nın İlyas’la gitmesini çok isterdim. Yaşım ilerledikçe anladım ki; sevmek kamyona yazı yazmak değil, sahiplenmekti. Güven vermekti, değer bilmekti. O yüzden sevgi Cemşit’in hakkıydı. Aksini seçenler hep üzülür hayatta.
"Belki de tükenmişimdir. Bir şeyler için uğraşacak çabayı kendimde bulamıyorumdur. Benim de emek vermeden güzel giden şeylere ihtiyacım vardır. Hep yorulmak istemiyorumdur. Yeniden inanmaya ihtiyacım vardır. Beni, bana geri vermek istiyorumdur."
Bazen çok yanlış tarafta olduğumu düşünüyorum. Belki bir fil olsaydım daha mutlu olurdum ya da bir yunus balığı hatta bir kuş.
Keşke ... Keşke kuş olsaydım.