Şehir ayaklarımın altından hızla kayarak geride kaldı. Bu esnada zihnimi, tıpkı bir savaş alanının ortasında dalgalanan yırtılmış sancaklar gibi bölük pörçük uçuşan binlerce benzer düşünce meşgul ediyordu. Yürürken ıssızlaşan yol boyunca konumlanmış bir takım kübik, üçgen ve prizma şeklindeki evlerin varlığı mı beni bu düşüncelere sevk ediyordu