Eski Istanbul'un eski insanının bahâ biçilmez bir husûsiyeti de, yolu üstünde rast geldiği bir yabancıyı, bir dost bir aşinâ kabul ettiren selâmlaşmak âdeti idi. O kimse, kan ve din birliğinin insanlık duygusuna kattığı hasbî bir muhabbet ve âşinâlık ile, karşıdan gelen, yanından geçen rastgele bir sîmâya cömert bir yakınlıkla bakar ve "selâmün aleyküm" derdi. Mîmârîsi ne basit, esâsı ve örgüsü ne sağlam bir köprü... Topun da tüfengin de yıkıp sarsamayacağı, gönülden gönüle atılan bir kement...
Yapabileceğimiz günlük ibadetler:
1-Namaz Kılmak
2-Kur'an okumak
3- Zikir çekmek
4-Camiye yada mescide gitmek
5- Sokaktaki hayvanları beslemek onlara su vermek
6- Sadaka vermek
7- Meal, tefsir okumak
8-Kur'an dinlemek
9- Teheccüd Namazı kılmak
10- Sohbet dinlemek
11- Birine bir iyilik yapmak
12- Selamlaşmak
13-Seher vakitlerinde dua etmek
14- Müslüman kardeşlerine dua etmek
15-Tövbe etmek
16- Allah(c.c) rızası için çalışmak
17-Hz.Muhammed(s.a.v)'e salavat çekmek
Selam, barış ve esenlik demektir ve İslam kelimesinin köklerinden biridir. Selamlaşmak da insanların birbirlerine barış ve esenlik dilemelerini amaçlayan bir insanlık geleneğidir. Kur'an, bu insanlık geleneğinden söz eder ve bunu buyruklaştırırken "tahiyye" sözcüğünü kullanmaktadır. Tahiyye, sağlık ve esenlik dilemek demektir. Kur'an şöyle diyor: "Bir esenlik ve sağlık dileğiyle selamlandığınızda onun daha güzeliyle karşılık verin! (Nisa/86) Kur'an dininin adı ve Allah'ın adlarından biri Selam olduğu için, Müslümanlar selamlaşmalarında bu sözcüğü kullanmayı tercih ederler. Bu tercihte de önemli olan sadece "selam" sözcüğüdür bunun Arapça bir cümle ile (Selamün aleyküm) şeklinde ifade edilmesi şart değildir.