O gece odasına geri döndüğünde aynaya bakıp, “Kimsin sen Martin Eden?" diye sordu kendi kendine. Meraklı bakışlarla kendine uzun uzun baktı. Kimsin sen? Nesin sen? Nereye aitsin? Sen aslında Lizzie Connolly gibi kızlara aitsin. Sen emekçi tayfasına, dibe vurmuş, kaba ve çirkin güruha aitsin. Pis ortamların içinde, pis kokuların arasında öküzler gibi yaşayan, irgat gibi çalışan kölelere aitsin. İşte bayat sebzelerin kokuları burnuna geliyor. O patatesler çürüyüp gidiyor. Kokla şunları seni Tanrının cezası, kokla. Ama eline o kitapları almaya, güzel müzikler dinlemeye, güzel resimlerden hoşlanmayı öğrenmeye, iyi İngilizce konuşmaya, kendi sınıfındaki insanların aklına gelmeyen fikirleri düşünmeye, kendini öküzlerden, Lizzie Connolly gibilerden koparmaya ve senden milyonlarca mil ötede, yıldızların arasında yaşayan solgun, melek yüzlü bir kadını sevmeye cüret et bakalım! Kimsin sen? Nesin sen? Lanet olsun sana! Başarılı olup yaşamını düzeltebilecek misin?