Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sema Demir

Bir aralık içine öyle bir hüzün, bir ümitsizlik doldu ki hemen oraya çökmek ve ağlaya ağlaya erimek, tükenmek istedi...
Reklam
Ortadaki kapı döndükçe içeri bir insan garip bir şekil, ne olduğu, nasıl yaşadığı bilinmeyen, dimağında neler dolastğı hallolunamayan bir muamma giriyordu. Acaba onun da eziyetleri, böyle hastalıkları, dertleri var mıydı? Yaşamaktan, daima ihtiyaçlar içinde çırpınmaktan, her zaman mağlubiyete mahkum bulunmaktan bir intikam hissi duymuyor muydu?
Çok latif bir geceydi; hatta avlunun her zaman ham ipek ve çirkef kokan karanlığında bile sahradaki o olgun meyve rayihası dolaşıyordu. Şüphesiz, Bursa'nın bu yıldızlı bahar seması altında bir şeftali bahçesi gibi rayihalı uzanan sık dutluklarında sevdikleriyle buluşanlar aşktan tadıyorlardı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sanki damarlarındaki son kuvveti toplamış, son dermanını, kendisini senelerce süren yorgunluklardan sonra bir bıçakta ebedi rahata kavuşturacak olan bu adama saklamıştı. Çalışmaya gitmeyecekti, fakat ölüme hazırdı; büyük bir filozof gibi başı yerde, ağır ağır, gözlerinde lakaydi, yürüyor, oylukları arasında dolaşan, gölge arayan yaldız kanatli, ufak, inatçı sineklerin üzerinden ara sıra kuyruğuyla incitmek istemeyen bir yelpaze geçiriyordu.
Reklam
Her tarafa taşkın bir şeftali rayihasının' dolup sindiği durgun sıcak günlerde işsizler takım takım kasabadan inerler, ırmakta yıkandıktan sonra gelip gölgeli çimenlerde yatarlardı. Yüksek dallardaki fazla olgun, ballı şeftaliler saplarından kurtularak dolgun, yumuşak bir sesle yerlere, çimenler içine, yatanların üzerine mütemadiyen yavaş yavas dökülürdü. Toplamakla biter tükenir şey değildi: Mahsulün yarısı ağaçlarda kalır, böyle, pişip oldukça aheste aheste toprağa düşer, karışır, kaybolurdu.
Geçtiğim sokaklara savaşın yorgunluğu sinmişti. Mağlubiyetin kederi Filistinlilerin omuzlarına olanca ağırlığyla çökmüş, boyunlarını bükmüştü. Fakat yüzlerini güneş gibi parıldayan Kübbetü's Sahra'ya döndüklerinde birden dikleşirdi omuzları. Günebakan gibiydiler. Başlarını dimdik kaldırırlar, umutlarını diri tutarlardı.
Harikalar Trajedisi
Nejat sen de benim kadar inansaydın rüyaya İnansaydın kavlime, görseydin uyanınca yine süreni Uyandırdıysam seni benimle gör diye Kandığı ne varsa insanın yine kendiyle Selma, sana Selma diyorum geçmişin tüm dillyle Sildiğin her şeyi seninle boyuyorum Güzelsin diye değil sensin diye değil ikisi birdensin diye değil Sarışınları toplasak üstüne esmer ve kumrallar Kadın kahramanları ve kahraman kadınları
Kalbini ferah tut
beleş bir iş değil beni kendine düşman edişin bu cüreti sevmişsin pahasını bilmeden bilmemek bilmekten iyidir hani krymetin bilinsin diye seçtiğin üstme elbiseler biçtiğin kan ve terden uymadı üzerime söküldü teyellerim beni gördüğün kadardı gözlerin gördũğũn kadar değil dünya ve içindekiler bu faslı ağırdan geçelim
Bayan Lazarus'a Nazire
bir ev neydi, neredeydi, tam önünde durdum kendini vuran bir hedef tahtası tam onikiden
Reklam
Başı Sonu İnsan
övüyorum seni ey hiç yüzünü görmediğim sevdiğimin adı.
beni çok güzel avutabilirsin beni çok sıkı tutabilirsin seni çağırıyorum, her şeyi bu sesle hatırla ses her şeyi içerir içimizdedir en çok pes perdeden senindir
Yabani
camı kırınız kırılsın acil durumlarda kalpler bir olsun göz görmeyince katlanırmış gönül görünce tüm ikiler bir olsun tüm üçler kör
Ceviz Yeşili Kadife
Aşka delil, hınca ve düşmanlığa Ayrılığın delici yangınına Her şeyin alna yazılmışlığına
taşınmak
Katran karası komşu gözleri perde aralığında Merdiven boşluğunda tozlu parmakların iç içe geçtiği bir alkış sesi Bilirsin yalnızlığın tarifsiz yalnızlığı peşinde üç beş adam Hiç bakmadan çıkılan selâmsız İlk merdiven basamağıdır taşınmak
Müşfik değildin İntikama gücün yok diye Affetmeyi seçtin
Reklam
Duyduğum peşine düşmek övülen bir yemeği yemek gibi değildi. Utandırıcı bir yanı vardı. Ama neden utandığımı tanımlayamadığımdan hep bir sıkıntı içinde cenderede duruyor, ne gevşetebiliyor ne çıkabiliyordum.
Sayfa 123Kitabı okudu
Şimdi ölsem genç ölmüş denmeyecek halde, yaşasam önündeki zamanın irkilttiği, dehşetle korkuttuğu bir haldeyim. Aslında belki de tam ölecek kıvamdayım.
Sayfa 136Kitabı okudu