Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Semerkant'a kıyaslayınca bir basamak aşağıda kalsa da, hikayesi, dili, kurgusu ile çok keyifli bir kitap. Buram buram tarih kokan bir roman. 18 ve 19. yüzyıl Orta doğusunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Semerkant Yazması
Kitaba BA-YIL-DIM. Çok güzel bir roman. Bu incelememi okuyan herkese tavsiye ediyorum kesinlikle. Kitabı elimde kalem kağıt not alarak altını çizerek okumak istedim. Bi baktım kitabın her yeri çizilmiş:) Her sayfası her satırı o kadar güzeldi ki. Ömer Hayyam, Nizamülmülk, Hasan Sabbah...kitap kısıtlı olduğundan bu kişiler hakkında genel bilgiler içeriyor ama mutlaka her birini araştıracağım. Özellikle Hasan Sabbah. Çünkü çevremizde o kadar çok Hasan Sabbahlar var ki dünya her geçen gün kötüleşiyor. Yaşanmaz hale geliyor. Ne demiş Hz. Ali ''Düşmanların en büyüğü, düşmanlığını gizleyenlerdir."
Sayfa 85'de de dediği gibi; Kitaplarda bir efsane dolaşır. İçinde bulunduğumuz binyılın başına her biri kendince damgasını vurmuş üç iranlı arkadaştan söz eder bu efsane: Dünyayı gözlemleyen Ömer Hayyam, o dünyayı yöneten Nizamülmülk ve aynı dünyaya dehşet saçan Hasan Sabbah.
Semerkant iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, Ömer Hayyam'ın Semerkant'a gelişi ile başlar ve Selçuklu devletinin en ihtişamlı dönemidir.
Hayyam önce Nizamülmülk adlı Selçuklu veziriyle daha sonra dönemin sultanı Melikşah ile tanışır.
Daha sonra aynı dönemde yaşayan ve Hayyam'ın etkisiyle saraya giren Hasan Sabbah ile tanışır ve zaman içinde Selçuklu devletinin yıkımına ve daha birçok insanın ölümüne yol açacak olan Haşhaşilerin kurucusu olur.
Kurucusu olduğu devleti çok katı kurallarla yönetir Hasan Sabbah. Bu dönemde hiçbir dostu kalmayan Sabbah, Hayyam'ın yazdığı rubaiyatı kaçırarak Ömer Hayyam'ı yanına almaya çalışır. Ömer Hayyam rubaiyatı bir daha eline geçiremez.
"Yaşam soluğumuzun kaynağını soruyorsun
Çok uzun bir hikayeyi özetlemek gerekirse
Derim ki çıkmış ummanın derinliklerinden
Sonra umman yutuvermiş onu yeniden."
İkinci bölümde; yakın İran tarihi ve Osmanlı dönemlerine tanıklık ediyoruz. Türk-İran yakın ilişkilerini, İran'ın demokratikleşmek için verdiği sancılı süreçleri ele almış Amin Maalouf.
Burada, babası Fransız olan Benjamin Ömer adındaki bir Ömer Hayyam hayranı bu şaheseri bulmak için geldiği İran'da tanıştığı Prenses Şirin ile olan ilişkisi anlatılmaktadır.
"Titanicte Rubaiyat! Doğunun çiçeği Batının Çiçekliğinde! Ey Hayyam! Yaşadığımız şu güzel anı görebilseydim!"
Keyifli okumalar...
318 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ömer Hayyam'dan Nizamülmülk'e, Hasan Sabbah'a, Çağrı ve Tuğrul Bey'e, Alparslan'a, Melik Şah'a, Doğu'nun İncisi Semerkand'a ve İran'a, Titanik'e kadar kapsayıcı, etkileyici bir öykü. Inanılmaz başarılı bir tarihi kurgu. Altın değerinde bir kitap. Öyle ki bitirdiğimde hem hüzünlendim hem de bir tebessüm kapladı yüzümü. Zengin Doğu'nun yürek sızlatan zengin öyküsü. Rejimler, şahlar, savaşlar, Ömer Hayyamlar eskiten İran'ın çarpıcı gerçekleri. Amin Maalouf kalemi tam anlamıyla büyüledi beni. Etkilenmemek elde değil
Kesinlikle okuyun. İlham verici ve doyumsuz hissettirdi. Böylesi dolu dolu kitapları bulmak zor. Hala okumayanlar için güzel bir önerim olur. Okuyun.
•Kitap, Ömer Hayyam'ın yazmış olduğu Rubaiyat adlı eserin Semerkant şehrinden başlayan ve hepimizin bildiği Titanic adlı gemide son bulan hikayesini anlatıyor.
Semerkant, toplam üç bölümden oluşuyor ve ilk iki bölümde Ömer Hayyam'ın hayatını görüyoruz. Ömer Hayyam'a Nizamülmülk, Hasan Sabbah ve haşhaşiler eşlik ediyor.
•İlk iki bölüm benim için oldukça güzel ve keyifliydi. Ömer Hayyam'a daha önce hiç bakmadığım şekilde bakmamı sağladı diyebilirim. Hayyam, Hasan Sabbah, Nizamülmülk arasındaki ilişkiyi okumak ve aralarda sürekli Ömer Hayyam'ın dörtlüklerine rastlamak çok hoştu. Ağır bir şey beklerken kitap beni daha ilk sayfalardan içine çekti ama maalesef kitabın son bölümü için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. İlk iki bölüm ne kadar akıcıysa, son bölüm o kadar yavaş ilerledi. Daha çok tarih ve siyaset ağırlıklı olmaya başladı. Sonu güzel bağlanmış olsa bile üçüncü bölüm benim için kitabından genelinden bir tık kötüydü.
•Genel olarak bakacak olursak üçüncü bölümüne rağmen kitabı okurken çok keyif aldım. Haşhaşiler konusuna ilgim arttı. Ömer Hayyam'ın dörtlükleri daha anlamlı geldi. Yazarı daha iyi anlamak ve aklıma takılan soruların cevaplarını almak için mutlaka başka kitaplarına da bakacağım.
Cok yillar once okudugum ve begendigim bu kitabi yazlik evimizdeki kutuphanede gorunce tekrar okuma sansi buldum. Dunyada bazi seyler yuzyillar gecse de maalesef degismiyor. Romanda gecen olaylarin cogunun gunumuzde de benzer sekilde yasandigini uzulerek farkediyorsunuz. Nizamulmulk, Hasan Sabbah ve Dogu’nun yetistirdigi buyuk yeteneklerden Omer Hayyam gibi kisilikleri merak edenler icin oldukca yararli bir roman.
Kitabı büyük bir istekle elime aldım. İlk yarısı muazzam bir anlatım ve olay örgüsüyle beni içine çekti. Ancak son yarısı tam bir hayal kırıklığıydı. Kitabın ilk bölümünü Ömer hayyamin ve tarihe damgasını vurmuş birkac onemli ismin birbiriyle harmanlanmış hikayesi oluştururken ikinci bölümde iran rejimi, siyasi olayları ve devrim denemeleri oluşturuyor. Kitabı bitirmek için biraz çaba sarfettim. Okumak isteyenlere okumayın
diyemem ama benim gibi siyasi konulardan uzak arkadaşlar için bir daha düşünün derim.
216 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
#OkudumBitti
#AMİNMAALOUF
#EMPEDOKLESİNDOSTLARI
#Yapıkrediyayınları / 210 sayfa
Merhaba arkadaşlar, kalemini çok sevdiğim Maalouf 'u kitapçıda görünce hemen aldım, biraz da kitapçı gaza getirdi, yazar tanınmış ya. Acaba açıp bir satır okudu mu, öyle iyi böyle iyi derken?
Halbu ki Emine hoca okumuş, yorumunu yapmış, ben de "aman
Kitabı bitirince "Bu kadar övdükleri Semerkant bu muymuş?" dedim.
Kitap 3 bölümden/kitaptan oluşmakta. 1. ve 2. bölümde Nizamülmülk-Hasan Sabbah-Ömer Hayyam üçlüsünün aralarında yaşadıkları olaylar, başlarından geçenler anlatılmakta. Özellikle bu ilk iki bölümü çok severek okuduğumu belirtmek istiyorum. Lakin son bölüm için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Beni bir türlü içine alamadı. Okurken çok sıkıldım ve bitirmekte çok zorlandım. Keşke bu üçlü arasındaki olaylara daha fazla yer verilseydi, diye iç geçirmedim değil.