Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Herkesin aşık olup sevdiği ile evlendikten sonra mevzu sana geldiğinde, senin sevdiğinle değil seni sevenle evlen denmesi..Sen yapsaydın ya o dediğini madem bu kadar çok biliyordun sayın uzman evlilik terapisti, sen neden öyle yapmadın? Hayat biraz da bize karşı mı böyle yapıyor?
Dünya Adil Bir Yer Değil
Bugün dünyadaki 35. yılım, doğum günüm. Cahit Sıtkı’nın deyişiyle: “Yolun yarısı”. Bu zamana kadar yaşadıklarımdan, şahit olduğum binlerce hayat hikâyesinden, kendimce okuduğum kitaplardan, dinlediğim müziklerden, izlediğim filmlerden bir terapist olarak şunları öğrendim: İnsan nisyanla malüldür ve fena halde hüzne, hüsrana mahkûmdur. Her hal
Reklam
Kaybettiğin yerde bekleme, güçsüzler öyle yapar. Sana kapanan kapıyı bir daha çalma, kapanan kapıyı acizler çalar. Unutma ki bu aşağılık dünyadasın: kötülüğü baş tacı edip, iyiliği çılgınlık sayan dünyada. Şunu iyi bil ki, işine geldiğinde, şeytan da Kutsal Kitap’tan örnekler verebilir ve Cehennem boş, şeytanların hepsi burada... her düşünceni dile getirme, sana yakışmayan hiçbir düşünceyi hayata geçirme. Samimi ol fakat asla basit davranma. huzur ancak gökyüzünde vardır... biz ise yeryüzündeyiz. Utan, ey çağ! soylu insan yetiştirmez oldun... arama boşuna, bulunmak istemeyeni. İnsanlar göründükleri gibi olmalıdır. Eğer değillerse hiç görünmesinler daha iyi. Kader mi aşkı kovalar, yoksa aşk mı kaderi, kimseler çözemedi bu bilmeceyi.. hoşça kal! değerin çok yüksek, tutamam seni. Sen ancak görenleri seversin, bense körüm sen ne kadar kalsan da geliyorsun benimle.. ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle... öğret bana, nasıl unutulur düşünmek? Oysa benim ruhumda savaş var. Durmadan ölüyor içimdeki insanlar. boğ kendini yüreğim; dilimi tutmak gerek !
Mezara doğru yürürken, rüzgar pelerinini hafifçe omuzlarından aldı ve yere düşürdü. Umursamadan, sevdiğini gömdüğü toprak üzerinde büyüyen o garip ağaçtan gözlerini ayırmadan mezara doğru yürümeye devam etti. Ağacın yanına geldiğinde hasretle elini kaldırdı, dokunmak istedi lakin ellerindeki kanı, lekeleri fark etti ve dokunmaktan hayâ etti.
Joan Baez - All the Weary Mothers of the Earth
yeryüzünün bütün bitkin anneleri yeryüzünün bütün bitkin anneleri sonunda dinlenecekler onların bebeklerini ellerimize alacağız ve elimizden geleni yapacağız güneş tarlaların üzerine alçaldığında kendilerini aşka ve müziğe bırakacaklar ve yeryüzünün bütün bitkin anneleri dinlenecekler ve traktörü üstündeki ve sabanı yanındaki çiftçi şaşkınlık
Siyah ve kırmızı Sana aşık olmak Hayatımda umduğun narin ufkulara bağlanmak gibi Tenin tenime değdiği zaman gül parfümü kokardı Üstüme sinerdi üstüm sen kokardı Sana karşı her bağrışım senden her ayrılışım Diken batarcasına yüreğimde kan akıtırdı Seni sevmek âdeta bir gülü sevmek gibidir Seni düşlediğim her an Seninle birbirimize kurduğumuz her vakit Sadece bir nefes mesafesiyle kalan dudaklarımız Hazlığımızı arttırdığı her saniye içim tutku dolardı Gözlerimiz karşı karşıya geldiğinde kurulan temas Âdeta bir yağmur damlasının yer yüzündeki su birikintisine düşmesi kadar huzurlu... Ayrı kaldığımız her gün üzerime çöken kara bulutlar İçim sıkıntı dolardı,çaresiz kalırdım Alışılmışım sendin Şimdi ise sana ait geride kalan siyah mücevher yüzük ve eski bir siyah beyaz fotoğrafın Kullaklarm da çınlıyan kahkahaları.. Hasretimin altında bırakıyor
Reklam
Bu gülü elinle açmaya çalissan açamazsin.Açarsan paramparça olur, kendi açilmis kadar güzel olmaz.O bir gün bu masaya oturan, istedigi baska birine zamani geldiginde açilacak. İşte kisaca hayatin özeti bu kadar. Sen o çiçeğin zamanini isyan etmeden bekleyecek kadar inançlı, eğer bir gülsen solmadan açilacagin günü bekleyecek kadar çaliskan ve umutlu olmayi basaracaksin... Ne demis eskiler; nasipse döner yemenden nasip degilse ne gelir elden. Sadece solmayin...
Yâdında mı doğduğun anlar Sen ağlardın gülerdi âlem Öyle bir ömür sür ki mevtin Olsun sana hande, halka mâtem ^
Osman Nevres
Osman Nevres
(Dünyaya geldiğinde ağlıyordun ya! Herkes de gülüyordu, oğlumuz/kızımız oldu diye. Bak ömrünün sonuna gelmek üzeresin. Öyle yaşa ki sen giderken insanlar ağlasın da sen gül. Son gülen iyi güler. Son gülmek, ölürken gülmektir; yoksa diğer bütün gülmekler sondan bir öncedir.)
Olmayalı...
DÖN mem. Ben. Burada. Dururum. Orada. Dur ur um. Hep durdum beklemeye aldım kendimi. Ben bilmezdim ki bu kadar sabrı beklemeyi, durmayı... Yine yanlış öğrenmişim bak yanlış durakta yanlışı beklemişim.. Gelişmemiş ülke gibiydim sen geldiğinde, o yüzden anlayamadım sömürmeye geldiğini!! Güneş doğdu sandım (nihayet!) ülkemin semalarında... Diktatör ve Irkçı olduğunu geç anladım. Aşkta ırkçılık olmazdı ki benim masum dünyamda.. O yüzdenmiş başka dilleri bilsen de konuşmuyordun, sadece kendi kurallarına odaklıydın. Konfor alanı değil seninki Bencillik Krallığı anladım...
Fikret Otyam röportajından
“Ben, bütün yüzlerdeki acıyı ve dehşeti olduğu gibi veririm. Benim resim anlayışım oydu. Bir Ankara sergimde, iç hastalıkları profesörü bir hanım dostum var, benden hep resim alır. Sergimize geldi. Ve her sergiden muhakkak ufak ya da büyük bir portre alır. O gün sergiye geldiğinde almadı. Cumhuriyet Gazetesi’nde yazıyorum o zamanlar. Bana ‘Sen, bugün kendi gazeteni okudun mu?’ diye sordu. ‘Okudum’ dedim. O günkü Cumhuriyetin manşeti, ‘Bugün 19 Ölü’. Gençler vuruşmuş, 19 genç hayatını kaybetmiş. ‘Yaaa. Ben, bu gençlere onların acılarına yanarken, düşünebiliyor musun 19 genç can gitmiş, bir de para vereceğim, bu acı suratları alacağım, bu acıları duvarıma asacağım. Ne hakkın var buna’ dedi. Onun bu söyledikleri beni çok düşündürdü. Ve ben kadınlarımı güzelleştirdim. Ama o yüzdeki hüznü getirdim, gözlerine koydum. Hala o minval üzerinden devam ediyorum.”
Reklam
Küçük kızım
Dizimde dinlendiremem ruhunu ancak bir kelâmın gönlüme değdiği ve din'lendiğim çok olmuştur. Küçük kızım, Gönlünü böylesi dağıttığından mıdır bilmem bu yorgunluğun sebebi. Daha ne kadar hırpalayacaksın ruhunu? Çiçeğini olmayacak topraklara ekip açmadığında kırılıyorsun. Vazgeçme çiçek olmaktan ancak ısrarla yabancı topraklara da gömme ruhunu. Toprak ol kızım, bağrında güller yetiştiren toprak ol. Hikayende karşılık gördüğün sayfalar da gelecek elbet, sabırla bekle. Vakti geldiğinde Rabbin sana lütufta bulunacak ve sen de memnun olacaksın :)
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.