Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

ŞENAY İNCİ

Artık erkeklerin veya kadınların geleceğini değil, bir arada yaşadıkları bir toplumun geleceğini düşünebilmek istiyorum, Bu gelecekte özgürlükler öyle bir düzeye ulaşmış ki, iki kişinin birlikteliği adeta bir sanat eserine dönüşmüş.
Sayfa 250 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Her kuşak, kendinden öncekilerle kendinden sonra gelenler arasında yer alır; Böyle olmakla da hem "mirasçı" (bize aktarılan kalıtsal mirastanneleri korumak istiyoruz?) hem de bir "aktarıcı" (gelecek kuşaklara ne bırakmak istiyoruz?) rolü yüklenir.
Sayfa 244 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Bazı grupların etnik veya dini kökleri, cinsel tercihleri, fiziksel ya da zihinsel özürleri, yaşları veya görünümleri nedeniyle üstü örtülü bir ayrımcılığa maruz kaldıkları aşıkar. Cumhuriyet'in görevi, varlığı kabul edilmeyen bu ayrımcılıklarla savaşmaktır. Ancak, insanlığın yarısını oluşturan kadınlara yönelik ayrımcılık ki bu bütün uygarlıklarda görülen, geniş caplı ve tarihi bir ayrımcılıktır
Sayfa 224 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mitler çözümlenip yıkılmadıkça, "cinsiyetlerin metafizik rol dağıtımı" imgasine hapsolmaktan kurtulamıyoruz: Erkek tiniyle tanımlanır, çünkü tanrı'nın imgesinde yaratılmıştır; Kadın ise bedeni ile tanımlanır çünkü erkeğin neslini sürdürmek için yaratılmıştır. Modern dili, nereden geldiğini bilmeden anlayamayız.
Sayfa 223 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Öncelikle şunu belirtmek gerek; cinsiyet ayrımını, "ırk" veya "din" ayrımıyla kıyaslayamayız. "ırklar" mitlere dayalıdır; insanları değiştirilemez doğal bir kimlik içine hapsetmeye yarayan sözde bilimsel yapılanmalardır. "Dinler" ortak inanışlara ve uygulamalara dayanır; bunlar dünyayı yorumlama ve insanın durumunu ki buna cinsel durum da dahildir anlamdırma biçimidir. Cinsiyet ayrımı ise,ndoğan, ölen ve cinsel ilişkiyle çoğalan canlılar olmamıza dayanan antropolojik bir ayrımdır. Dolayısıyla evrelseldir veya bir başka değişle doğaldır; Üreme aracılığıyla kültürleri ve uygarlıkları düzenler.
Sayfa 217 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Ayrıca çocuk doğurmak artık bir zorunluluk değil, bir güç olarak görülmelidir.
Sayfa 204 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Sartre'ın dediği gibi, her kadın ve her erkek, kesin bir modele bağlanmadan " Kendi yolunu kendisi çizmek zorunda".
Sayfa 194 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Felsefenin aslında erkek merkezli yazılmış olduğunun farkına vardım yavaş yavaş. Erkek egemen bakış açıları daha bekirğin olan Nietzsche vaya tam bir kadın düşmanı olarak nitelendirilecek ! Schopenhauer gibi yazarlar gözümü açmaya başladılar. Ancak aydınlanmam, Virginia Woolf, Simone de Beauvoir gibi kadın yazarlara borçluyum. Onların olaylara kadın gözüyle yaklaşımları bakış açımı tersine çevirdi. Diğer klasik metinleri (Platon, Aristoteles, Kant, Kierkegaard, Heidegger...) başka bir gözle, yazarın erkek ERKEK EGEMEN değil aynı zamanda ERKEK MERKEZCİ bir bakış aşısı benimsediğini gözden kaçırmadan okumaya karar verdim. İnsanoğlunun prototipinde "erkeği" gören ERKEK MERKEZCİLİK , yaradılışın merkezine diğer bütün canlılardan ayırarak " insanı" koyan İNSAN MERKEZCİLİKTEN çok daha eski çok derindir.
Sayfa 191 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Ancak klasik metinlerde erkeklere yönelik bir seçiçiliğin varlığı kabul edilmez; insanın erkekle özdeşleştirilmesi " kendiliğinden öyleymiş" gibidir.
Sayfa 190 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Doğum kontrol hapı 1950'li yılların ortalarında Amerikalı biyolog Gregory Pincus tarafından geliştirilmişti. Hap 1956'da Almanya'da, 1960'ta ABD'de ve Neuwirth Kanunu'yla 1967 yılında nihayet Fransa'da ruhsat aldı. Böylelikle doğum kontrolü hakkında bilgilendirme de, doğum kontrol yöntemleri de yasallaştı.
Sayfa 182 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Kadın bedenin kontrolü, öteden beri toplumsal yaşamın temel sorunlarından biri olagelmiştir. Doğum kontrolü 20. yüzyılın en önemli olaylarından biridir, hatta Dünya'nın dönüşünün keşfi kadar önemli diyebiliriz. Cinsellik ve çoçuk doğurmanın birbirinden ayrılması ve kadının kendi bedenine sahip olması düşünçesi, cinsel ve toplumsal rolleri derinden sarsmıştır.
Sayfa 177 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Susmak düşüncelerini yoğunlaştırmasını, düşüş anını yeniden yeniden yaşamasını, kendini sonsuza dek boşlukta, yerden beş santim yukarıda tutup yere çarpma anını sonsuzadek beklemesini sağlıyordu sanki.
Sayfa 144 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yaşam geçmişle yetinilmiyecek kadar ilginç.
Sayfa 63 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Ben Amerika'nın ilk Hiroşima Bebeğiyim", "bombanın ilk çocuğu benim", "nükleer çağın havasını soluyan ilk beyaz benim" derdi
Sayfa 37 - Can YayınlarıKitabı okudu
Adam, "Dolabında ne işin var?" diyor. Yabancı kan ter içinde kekeliyor: "Bilmem. Herkesin bir yerlerde olması gerek."
Sayfa 34 - Can YayınlarıKitabı okudu
717 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.