Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anneme özlem...
Bundan beş, altı yıl önceydi… Bu zamanlardı yine. Mayıs'ın ilk haftası geçmiş. Galatasaray’ım şampiyonluğa adım atmak üzereydi. Arkadaşlarla sözleştik, akşama Taksim'de şampiyonluk kutlamalarına katılacaktık... İşten eve geldim. Cumartesi akşamüzeri, koltuğa yaslandım... Televizyonda birbiri ardına sıralanmış kapitalizmin "anneler
Bedenimi almaya gelen azrailin pençesinde sevdim ben seni...
Ben gönlümün ayak bağını Senin kapına astımda geldim, Ben gönlümün gözyaşlarını Senin yollarına döktüm de geldim, Ben gönlümün ateşini Senin gözlerinden aldım da geldim. Vurgunum Yorgunum
Reklam
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Aynil Onur Yüksel
Aynil Onur Yüksel
Eylül Rüzgârı Merhaba yeniden aynı yazardan ikinci okuduğum kitap ile geldim. Cidden kalemini seviyorum. Kitap hakkında ise karışık duygular beslemeye başladım. Bu eser oldukça sürükleyici hızlı ve keyifli okuma oldu bitirmeyi istemeyeceğiniz tam takdir edilmeye layık bir eser tavsiye ederim. Kapağı taplo gibi
Eylül Rüzgarı
Eylül RüzgarıAynil Onur Yüksel · İkinci Adam Yayınları · 202228 okunma
Latife Hanım ile beraber Konya'yı ziyaret eden Mustafa Kemal Paşa, bir öğle yemeğinden sonra Fahrettin Paşa ile istasyondaki Bağdat Oteli'ne gitmiştir; orada arkadaşları ile sohbet etmekte, hükümetin değişeceği söylentilerini değerlendirmektedir: "...Birden kapı açıldı, içeri Latife Hanım girmez mi? Her­kes şaşırdı, Latife Hanım da Atatürk'e "Kemal, buraya geldiğini haber aldım. Evde çay hazırlatmıştım. Seni almaya gel­dim...» tarzında hitap edince donakaldık. Atatürk benzi atmış bir halde «Peki hanımefendi, buyrun gidelim» dedi ve birlikte dışarı çıktılar, bizlere veda etti ve Latife Hanım'la beraber uzaklaştı. Latife Hanımefendi'nin Atatürk'ün otelde kalarak maiyeti ile içkiye dalması ihtimalini düşünüp buna meydan verme­mek için böyle yaptığına şüphe edilmezse de kültürü çok yüksek ve çok nazik bir hanımefendinin, Atatürk gibi bir insanın böyle bir davranıştan nasıl üzüntü duyacağını düşünememiş olmasına hakikaten hayret olunur.”
Sayfa 15 - fahrettin altay
Ne
Lâtife Hanım ile beraber Konya'yı ziyaret eden Mustafa Kemal Paşa, bir öğle yemeğinden sonra Fahrettin Paşa ile istasyondaki Bağdat Oteli'ne gitmiştir; orada arkadaşları ile sohbet etmekte, hükümetin değişeceği söylentilerini değerlendirmektedir: "..Birden kapı açıldı, içeri Lâtife Hanım girmez mi?.. Herkes şaşırdı, Latife Hanım da Atatürk'e "Kemal, buraya geldiğini haber aldim. Evde çay hazırlatmıştım. Seni almaya geldim..." tarzında hitap edince donakaldık.
Sayfa 15 - "Kılıç Ali hatıralarını anlatıyor Milliyet, 3 ve 8 Aralık 1951Kitabı okudu
100 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhaba kitap sever dostlar bugün sizlere @gky216 'nin yazmış olduğu kısa ama etkileyici bir o kadar anlam dolu #makber kitabı ile geldim. Kitapta ölüm ve sonrası vurgulanmış. Giden geri gelir mi? Diğer alemin sırrı çözülebilmiş mi? Farklı ve düşündürücü anlatım tarzıyla beni çok etkiledi yazar. #kitabınkonusu Gizem 12 yaşında babasının da ölümü ile yalnız kalmış büyük bir özlem duymaktadır. Bir gün arkadaşından seni almaya geleceklermiş cümlesini duyduğunda bir çözüm arar ve aklına annesinin küçükken anlatmış olduğu efsane gelir. Ve annesinin bıraktığı zarftaki parayı alarak babasının gelmesi için dilekte bulunur. Kalender Makber, eğitimci, devrimci, mezarcı bir baba. Yaşadığı elim bir kaza sonucu ölmüş ve hiç olmaması gereken şey olmuş ve arafta uyanmıştır. Aklı ve fikri sadece dünyada yalnız kalan kızındadır ve ona kavuşmak için yol aramaktadır. -Peki baba kız kavuştu mu? -Ölenler masallarda da olsa geri dönmeyi başarabilir mi? Kısa ama muhteşem kurgusu ile dolu dolu bir kitap okumak istiyorsanız bu kitap tam size göre mutlaka şans verin derim.
Makber
MakberGökay Çelebi · Mythos Kitap · 202410 okunma
Reklam
176 syf.
10/10 puan verdi
"Bana verdiğin bütün kitaplarda hep o hikayelerin kahramanları sen ve bendik. Ama en çok ben aşıktım. Hem de seni ilk gördüğüm andan beri aşığım sana. " Herkese merhabalar. Bugün sizlere çok severek okuduğum Zamanın Yankısı kitabı ile geldim. Kitap yazım dili olarak çok akıcı. Bir gün içinde okuyup bitirilen bir kitap. Ve bu kitabı okurken ters köşeye hazır olun. Hayatımın şokunu yaşadım bir an Konusuna gelecek olursak; Kitap ilk önce 80'li yıllarda geçiyor. Eser'in çocukluk aşkını okuyoruz ilk önce. Müzeyyen o zamanlar Kastamonu'dan İstanbul'a üniversite okumak için abisiyle geliyor. Eser ilk görüşte aşık oluyor ve sürekli Müzeyyen'i okul dönüş saatinde durakta bekleyip onunla beraber mahalleye yürüyor. Bu sıralar da Eser 12 yaşında. Müzeyyen'den Fransızca dersleri almaya başlıyor ve kurduğu hayaller gerçek oluyor diye çok seviniyor. Ta ki Müzeyyen mahalleden taşınana kadar... İlk başta mektuplar devam ediyor ve Müzeyyen'in evleneceği haberini alıyor ve çok üzülüyor. Bu evlilikten dönmesi için ona mektuplar yazıyor ve cevap alamıyor. Bir gün bir gazatenin 2. sayfasında Müzeyyen'in ölüm haberini görüyor ve yıkılıyor. Müzeyyen bir kadın cinayetine kurban olmuşBundan sonra çok yıkılıyor. Hayatına giren çıkan oluyor ama hiç birinde Müzeyyen'i bulamıyor. Ta ki kütüphanede ki kızı görene kadar... Ve reklam arası diyorum Bundan sonrasını okuyup görmenizi isterim. Çok üzüldüğüm yerler oldu. Bu kitaba acilen bir şans verin asla pişman olmazsınız
Zamanın Yankısı
Zamanın YankısıSerdar Çatak · Martı Yayınları · 202434 okunma
Ana-Babanın Evladı Üzerindeki 80 Hakkı
İmam-ı Nesefi hazretleri bildiriyor ki: Ana-babanın evladı üzerinde seksen kadar hakkı vardır. Kırkı sağlığında, kırkı vefatından sonradır. Sağlığında olan kırk haktan onu bedenle, onu dil ile, onu kalble, onu da para iledir. Bedenle olan hakları: 01- Hizmet ederek rızalarını almak. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Ana-babasına hizmet edenin
570 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.