Aylak olmadığı halde (olunması gerekip gerekmediği tartışılır) öyle görünmeye çalışan, Jack London'un çok iyi şekilde tasvir ettiği, günümüzde sadece tahakküm edilen konuların değiştiği ve ne yazık ki tahakküm olmaya çok istekli olunan durumun özeti aşağıdaki gibidir.
"Toplumdaki tüm bireyler, toplumun tüm kesimleri (daha doğrusu hemen hemen tüm bireyler ve kesimler) kendinden üstün olanları taklit eder. En üstünler kimdir? Aylaklar, zengin aylaklar. Kural olarak bunlar çalışan kimselerin bildiği şeyleri bilmez. Bunlara dair konuşmalardan sıkılacakları için aylaklar bu tür sohbetleri işten bahsetmek diye karalayıp uygunsuz olarak ferman etmiştir. Yine iş kapsamına girmeyen, yani üzerine konuşulması münasip konuları da ferman ederler ki bunlar son operalar, yeni çıkmış romanlar, iskambil oyunları, bilardo, davetler, otomobiller, at yarışları, alabalık ve orkinos balıkçılığı, avcılık, yatçılık ve yaz bir kenara, bunlar da aylakların bildiği şeylerdir. İşin en komik tarafıysa akıllı insanların ve akıllı gibi görünenlerin çoğu aylakların kendilerine bu şekilde tahakküm etmesine izin verir. Bense bir kişinin en iyi şeyi neyse onu almak isterim, sen ister buna işten bahseden kaba adam de, ister başka şey."