Her bir buluşmamızda, sevişmemizde ben yirmi savaşa birden katılmış gibi hissediyorum kendimi. Yaralanıyorum. Ölüyorum. Senden ayrılıyorum, bu kez de içim ölüyor.
Yaşam tempoları o kadar hızlanmıştı, savaş rüzgarları o kadar sert esmeye başlamıştı ki kimse işinden başını kaldırıp, yüreğinin sesini dinleyecek zaman bulamıyordu.