Burhan, dünya işlerinin ne tuhaf olduğunu düşünüyordu. Bu şehirde onunla aynı soyu ve soyadını paylaşan, hiç tanımadığı, hiç görmediği insanlar yaşıyordu. Her biri kendi yoluna yönelmişti, ülkeleri, dilleri, âdetleri başkaydı ama yine de, bir kalın örgünün saç telleri gibi, aynı başa aittiler. Belki çok değişiktiler, belki de çok benziyorlardı birbirlerine.