Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

papatya sevdalısı

papatya sevdalısı
@sevdalisipapatya
إلهي أنت مقصودي ورضاك مطلوبي
Her Güzellik Kendini Bilmekle Başlar
HZ Âdem[aleyhisselâm]ile İblis'in durumları bunun en güzel misalidir.HZ.Âdem[aleyhisselâm]cennetten uzak düştü,hasret çekti.Fakat af diledi, Allah'ın mağfiretine Mazhar oldu. İblis ise isyanına devam etti, suçu Allah'a yüklemeye kalkıştı. Böylece hatayı kendisinin yaptığını kabul etmedi. Sonuçta rahmete layık görülmedi ve
Reklam
Nefis ve Nefsin Terbiyesi
Müberra dinimiz İslâm'ın ayırt edici vasıflarından biri de, in. sanı olduğu gibi, yani gerçek kimliği ile kabul etmesidir. Beşer tabiatında bulunmayan şeyleri ona suni bir şekilde yüklememesidir. İslâm dini bu anlayışla insanoğlunu terbiye etmeyi amaçlamış, onu fıtri yapısıyla yücelikler arasında bocalatmamıştır. Bu gayenin gerçekleşebilmesi
İLÂHİ TERBİYE ile KÂMİL EĞİTİM
Insanı yoktan var eden, şerefi kılan, Cenâb-ı Rabbü'-àlemin'dir. Bu dünyaya hiçbir şey bilmez bir halde getirdiği insana, bilmediği şeyleri öğretip hakikat yolunu gösteren O'dur. Yüce Mevlâ, nasıl konuşulacağından nasıl giyinip nasıl yürüneceğine kadar her şeyi Hz. Adem'e [aleyhisselâm] öğretmiştir. Âdem aleyhisselâm, dünyada bulunmak, hayatını idame ettirmek için gerekli olan temel bilgileri öğrenmiş ve zürriyetine in- tikal ettirmiştir. Bizim nasıl öğrendiğimizi hatırlayamadığımız kimi bilgilerin kökeni Hz. Adem'e [aleyhisselam] kadar gider. Bu hayati temel bilgiler ırsi bir intikalle insanlığın tamamını kuşatır. İnsanın hayatı zamanla değişmiş ve şartlara uygun yeni bilgilerin yeni davranışların edinilmesi gerekmiştir. Bu bilgiler ve davranışların öğrenilmesi, her insan kendisi keşfetmek zorunda kalmadan, atalardan gelen yaşama düzeni (gelenek) içinde gerçekleşmiştir. Öyleyse şimdi bildiğimiz tavır ve davranışlar bize öteden beri gelen bir geleneğin mirasıdır. Temeli Hz. Adem'e [aleyhisselâm) ka- dar uzanan bu bilgiler insanı insan yapan, insanca davranışın nasıl olduğunu öğreten, insanı eğiten bilgilerdir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kimin yardımına koşman gerekir?
Müslümanlar namazdan çıkarken önce sağa, sonra sola selam verirler. Çünkü Kıyamet günü çocuklar babadan, babalar çocuklardan, bir mahallenin fakirleri zenginlerinden, zengiler de fakirlerden sorulacak. Namazda zengin sağa selam vererek, yanındaki Müslümana, "Kederden uzak bir hayatınız olsun. Ne yapacağım, diye düşünme! Ben senin kardeşinim. Ne derdin varsa bana açabilirsin". der, demelidir de. Çünkü o mahallenin açları, açıkta olanları ondan sorulacak."Kim var bu mahallede, kimin yardımına koşmam gerekir?" diye sormalı.
Sayfa 187Kitabı okudu
Yüzbinlerce şehidin kanıyla mühürlenen Anadolu. vefasız oğulların istilâsına uğradi. Câmiyle hayat, dil birlikteliğini yitirdi. İmam kürsüde, "Beşeriyetin atası Hz. Âdemdir, Adem de topraktandır:" derken; okulda öğretmen, insan soyunun maymuna dayandığını iddia etti. Anneler evlatlarını, Kâbe ninnileriyle büyütürken, câmi muhalifleri, Burada erdi Musa, Burada uçtu İsa. Bülbül burada varsa, Hürriyet için öter. Ne örümcek ne yosun, Ne mucize ne füsun. Çankaya bize yeter, Kâbe Arabın olsun! şiirini terennüm etti. İlim, fikir ve sanat cephelerini etkisi altına alan tahribat öylesine kapsayıcı ve sarsıtcıydı ki, ayakta kalmak güçlü bir selin önünde durmaktan farksızdı. Buna rağmen büyük imamlar,câmilerde sessiz fakat derinden, mukaddesatı muhafaza hizmeti yürüttü. Allah'ın, Kitabını koruyacağı vaadi"" onların şahsında tecelli etti.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Cami ve çocuk
Kilisenin, çocukların kapısını açmamasından şika- yetçi olduğu bir zamanda, câmideki çocuk sesinden rahatsız olmak, bir oyun sırasında dağılan bir avize için çocuğun kalbini kırmak, bir cam parçasına bir çocuk feda etmek, bütün bunların üstüne, "Neden bu çocuğu câmiye getirdin?" dercesine dönüp babasına bakmak, bir cihetle, Allah Rasûlü'nün kapılarını sonuna kadar açtığı câmileri çocuklara kapatmak, diğer yönüyle ise nimet-i ilâhîye şükürsüzlüktür. Dünyada yüzümüz en çok câmiye gelen çocuklara gülsünki, daraldıklarında tek sığınaklarının câmi olduğunu anlasınlar ve hayat onları başka iklimlere savurduğunda bile yüzlerini hep câmiye çevirsinler. Ey câmiden başka gidecek yeri olmayanlar! Allah Rasûlü'nün çocuklara açtığı câmi kapılarını, kalplerini kırarak kapatıp hem onların hem de kendinizin Ahireti'ni tehlikeye atmayın!
Sayfa 143Kitabı okudu
Ekranlar, sokaklar ve kapitalizmanın dev mâbetleri avm'ler sızlanan ve tatmin olmayan insanların enkazıyla dolu... Yeşil reçeteli bir hayata mahkum edilen insanlık ya hiç namaz kılmıyor ya da Allah'ın emrettiği değil, ataların sonraki kuşaklara devrettiği namazı kılıyor.
Sayfa 140Kitabı okudu
Geceden Sabaha Girer Gibi
Cennet'ten dün kovulmuş gibi acı duyan, namazı ise Cennet'i soluklamanın, Allah'a ulaşmanın vasıtası olarak gören müminler bir gün, geceden sabaha girer gibi hakikatin kucağına girecekler. Bir âdet, bir töre değil, Cennet'ten sürgün edilen insanın Cennet'e giriş kapısıdır namaz. Namus yobazlarının kirlettiği havayı Cennet soluklarıyla temizlemek için ilk ve son müslüman bizmişiz gibi, Haydi Namaza!
Sayfa 131Kitabı okudu
On sekiz yaşında çarşafını giyip Rus kâfirinin karşısında iffet ve iman destanı yazan anaların kızları Dünya ile Ahiret arasında gel-gitler yaşıyorsa -namazda değil- kıldığımız namazlarda problem var demektir.
Sayfa 128Kitabı okudu
Mahremiyetten Rahatsız Olanlar!
Namaza düşman olanlara göre; "mahremiyet" diyenler, "iffet" çağrısı yapanlar kadını sadece cinselliğiyle görmektedirler. Bu yüzden onlara göre bu çağrıyı yapan "kara sesler(!)" susturulmalıdır. Annesini huzurevine bırakan, hayatının merkezine en cazibeli kadınları koyanlar mı kadını cinsel bir varlık olarak görüp sömürmekte; yoksa "gözleri bir an harama kayınca bir ömür gözyaşı ezası çeken" Müslüman gençler mi?
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Âlime hürmet mücerred olarak bir insana değil, onun muhatap olduğu Kur'ân'a ve Sünnet'e hürmettir. Bu yüzden ulemâya yer açanlara, Allah da ilim, fikir ve siyaset meydanında yer açmış, hayatlarına ferahlık ihsan etmiştir. Roma'yı hayretler içerisinde bırakan Hârun Reşid, Allâme Ebu Muâviye ed-Darîr'in eline su dökerdi.
Sayfa 117Kitabı okudu
Müslümanlar Niçin Geriledi ?!
Sır namazda, cevap ise şu âyet-i kerimede: "Ey iman edenler! Size: Meclislerde yer açın' denildiği zaman yer açın ki Allah da size yerinizde ve rızkınızda genişlik versin. Size 'Kalkın' denildiği zaman kalkın ki Allah sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır Namaz bir mahalleyi bir imama, imamları kıblede Kâbe'ye, imamette ise İmâmu'l-Eimme olan Allah Rasûlüne bağlar. Bir beden hükmündeki Alem-i İslâm, namazda yekvücut olur. Namazda imama uyduğumuz gibi, İblis'in kapattığı Allah yolunu açan Rabbâni âlimlere uyar, onlara hürmet eder, câmideki saf düzenini hayata taşırsak Allah Teâla hayatın her alanında bize yeniden yol verecektir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Biz de Galileo mu Var Yobaz?!
Küfür Yobazları bilim adına ne yapmak istedi de, müslümanlar ona engel oldu? Kilise kapılarını ka- patıp saatlerce, "Atın ağzında kaç tane diş var?" diye tartışan, genç bir papazın, Bu kadar tartışmaya ne hacet var. Çıkalım, ilk bulduğumuz atın ağzını açıp,dişlerini sayalım." teklifi karşısında sarsılıp, "Vay Kâfir! Sen bilmez misin ki, Tanrı herşeyi incilde haber vermiştir. Atın ağzındaki dişlerin sayısını da İncilden çıkaracaksın" deyip genç papazı yaka paça dışarı atan,sonra da kaldıkları yerden tartışmaya devam eden bir cemiyet bizde olmuş mudur ya da "Dünya dönüyor. dediğinden dolayı incil'e muhalefet etmekle suçla- nan, Engizisyonda yargılanıp hapsedilen Galileo gibi mazlumlar var mıdır tarihimizde!? İspanya ve Sicilya üzerinden Batı'yı uyandıran, Rönesans'a hazırlayan, ona helaya varıncaya kadar hayatı anlatan, insanları Kilise'nin masallarından arınmaya çağıran İslâm değil midir? O halde bu mustağribler niçin hâlâ Batı'yı kıblegah, Islâmı düşman bilir?!
Sayfa 113Kitabı okudu
Hakikati yalan ,yalanı hakikat gösterdiler!
Hz. İsadan sonra kuraklaşan dünyayı vahavari ye- şerten âlimler, hakim devlet adamları, ordu komu- tanları, millet büyükleri Allah Rasûlünün Suffe Okulunda yetişti. İlim, irfan ve iman oradan dünya şehirlerine yayıldı. Fikir çilesinden mahrum olanlar İslâm'i olduğu gibi değil de, olmasını istediği gibi görme arzusunda olduklarından Allaha ve Rasûlüne hasım, dinin direği namaza da düşman olmanın gereğini, "hakikať'i yalan, yalanı da hakikat gibi göstererek yapmaktadırlar.
Sayfa 112Kitabı okudu
Ey acıların çocuğu! Ruhsuz namazlarımız sizin için kanatlanamadı. Bu yüzden Salahaddin gibi, Hüdavendigâr gibi, Yavuz gibi bütün zalimlere karşı sizi müdafaa etmek için geremedik kanatlarımızı. Selâmın da, tahiyyât duasının da gereğini yapıp, zulümden azâde bir hayat yaşamanız için kurtarıcı adımlar atamadık. Medet yâ ilâhi, medet!
Sayfa 109Kitabı okudu
68 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.