Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Chinara

It was awful being neither one of the children, nor the grown-ups, but in between.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
"Aunt"
'You don't understand the role of an aunt, Fanny,' she said. 'It is to break the rules. And sometimes to do the things that parents won't or can't do. You girls should see the House of Correction, for one day, as I've told you, you will be heroines, and you can't just stick to the goody-goody world of the drawing room and tea parties. You need to see and know more than that to become heroines. It's part of growing up.'
Sayfa 113Kitabı okudu
But how could she possibly find herself a husband and make her parents happy, if she couldn't even picture what this imaginary man might be like?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Güven ve BİZ
İnsan ilişkilerinde en önemli duygu, insanların birbirlerine güvenmeleridir. Güvenin altında kişinin bütünlüğü, yani özünün, sözünün ve davranışlarının tutarlı olması yatar. İnsanların birbirlerine güven duymadıkları bir aile, bir şirket, bir toplum BİZ olamaz.
Memleketin sorunlarına süratle çözüm bulan politikacı değil, memleketin sorunlarının kaynağını anlayan ve anlatan politikacı BİZ'in oluşmasında daha yararlı olur.
Reklam
BİZ Bilinci yaşam olaylarına bir sistem içinde bakmayı gerektirir.
Bir sistem içinde olayları incelediğimizde görürüz ki, bugünkü birçok sorunun kökenleri, daha önce önerilen dar görüşlü çözümlerde yatmaktadır. Bu gerçek ilk bakışta çoğu kere fark edilmez. Niçin? Çünkü daha önce ortaya çıkan sorunu çözen nesil ile daha sonra ortaya çıkan sorunu yaşayan nesil farklıdır. İki nesil arasında öğrenme süreci yer almamışsa, daha önceki çözüm ile daha sonraki sorun arasında bir ilişki kuracak ileri görüşlülük ortaya çıkmamıştır.
"İşte bu!" dedi Jo kendi kendine. En nihayetinde anlamıştı; başka insanlara içtenlikle ve iyi niyetle yaklaşmak, iri-yarı bir Alman öğretmeni bile güzelleştiriyor, yemeğine kaşık da sallasa, çoraplarını kendi de yamasa, hatta Bhaer gibi bir ismin yükünü taşıyor da olsa, onu yüceltip saygın bir insan konumuna getiriyordu.
Sayfa 161Kitabı okudu
"Yani güzel ve milyoner olmadığımız için sevmediğimiz insanlara yüz vermemiz gerekiyor, öyle mi? Gerçekten çok ahlaklı bir davranış biçimiymiş." "Ben bu konuyu tartışamam. Tek bildiğim, dünyada bu işlerin böyle yürüdüğü ve karşı duranlarla da alay edildiği. Ben reformculardan hoşlanmıyorum ve umarım sen de böyle biri olmaya çalışmazsın." "Ben hoşlanıyorum ve eğer başarabilirsem ben de onlardan biri olacağım çünkü alay konusu olsalar dahi onlar olmadan dünya dönmez. Bu konuda anlaşamıyoruz, çünkü sen eski kafalısın, bense yenilikçiyim. Sen en iyi şartlarda yaşayacaksın, bense çok eğleneceğim. Galiba artık sataşmalara ve yuhalamalara alışsam iyi olacak."
Ben huysuzun tekiyim ve hep de öyle kalacağım ama haklı olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor. Yine de birisi için hayatımı tehlikeye atmak, içimden gelmediği halde ona iyi davranmaktan daha kolay benim için. Sevgi ve nefreti aşırı uçlarda yaşıyor olmam ne büyük bir talihsizlik, değil mi?
Sayfa 83 - JoKitabı okudu
"Geçmişini hatırlamayanlar onu tekrar yaşamaya mahkûmdur." Kral, "Kesinlikle," demişti. "Ve tarih kanıtlamıştır ki, hiç beklenmedik yerlerde bile ahmaklar aşırı milliyetçilik ve hoşgörüsüzlük dalgalarının tepesinde defalarca iktidara yükselebilir." Oğluna doğru eğilip daha vurgulu bir sesle konuşmuştu. "Juliân, yakında bu muhteşem ülkenin tahtına sen oturacaksın. Burası, çoğu ülke gibi karanlık dönemler geçirmiş ama demokrasi, hoşgörü ve sevginin ışığına sonunda çıkabilmiş çağdaş ve gelişmekte olan bir vatan. Fakat eğer gelecek nesillerin zihinlerini aydınlatmazsak bu ışık söner."
Sayfa 500Kitabı okudu
Reklam
Neden inanıyoruz?
"İnsan beyni inandığı şeye neden inanır?" diye sordu. Yukarıda yanıp sönen noktalar, aksonlar aracılığıyla diğer nöronlara elektrik sinyali gönderiyordu. Edmond, "Tıpkı organik bir bilgisayar gibi beynimizin de işletim sistemi vardır,” diyerek devam etti. "Gün boyunca akan karmaşık bilgiyi tanımlayıp sınıflandıran bir kurallar serisi bulunur. Bunlar dil gibi, akılda kalıcı bir melodi gibi, siren sesi gibi, çikolata tadı gibi bilgilerdir. Tahmin edeceğiniz üzere, durmadan gelen bu bilgiler birbirinden çok farklıdır ve beynimizin, hepsine bir anlam vermesi gerekir. Aslına bakılırsa gerçekliği algılayışımızı belirleyen, beynimizin işletim sistemi programıdır. Maalesef alay edilesi yaratıklarız, çünkü insan beyninin programını her kim yazdıysa kötü bir espri anlayışı varmış. Başka bir deyişle, o çılgınca şeylere inanmak bizim suçumuz değil." Tavandaki sinapslar cızırdayınca, beyinden baloncuklar halinde tanıdık görüntüler çıktı: astroloji haritaları, suda yürüyen Isa, Scientology kurucusu L. Ron Hubbard, Mısır Tanrısı Osiris, Hinduizmin dört kollu fil tanrısı Ganesa ve gerçek gözyaşı döken mermer bir Bakire Meryem heykeli. "Bu sebeple bir programcı olarak kendime sormak zorundayım: Böylesine mantıksız bir bilgiyi nasıl tuhaf bir işletim sistemi yaratır? Insan beynine bakıp işletim sistemini okuyabilseydik şöyle bir şey görürdük." Yukarıda dev harflerle dört kelime belirdi. KARGAŞADAN KAÇ DÜZEN KUR Edmond, "Beynimizib kök programı bu," dedi. "İşte bu yüzden, insanların eğilimi bu yöndedir. Kargaşays karşı. Düzenden yana."
Sayfa 102Kitabı okudu
Diz çöküp yalvarırım, anlamı ne bu sözlerin? Sözlerinizdeki öfkeyi anlıyorum, Ama sözlerinizi değil.
Sayfa 112 - DesdemonaKitabı okudu
En ufak bir korkum, bir kuşkum yok Karım aldatır diye beni noksanlarım yüzünden. Gözleri görüyordu beni seçerken.
A thistle cannot grow!
Much more surprising things can happen to anyone who, when a disagreeable or discouraged thought comes into his mind, just has the sense to remember in time and push it out by putting in an agreeable, determinedly courageous one. Two things cannot be in one place. Where you tend a rose, my lad, A thistle cannot grow.
Sayfa 333Kitabı okudu
Magic!
'Of course, there must be lots of Magic in the World,' he said wisely one day; 'but people don't know what it is like or how to make it. Perhaps the beginning is just to say nice things are going to happen until you make them happen.'
Sayfa 281Kitabı okudu
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.