Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Sevgi Sertel
Sevgi Sertel
@sevgim
Bursa
Almanya, 27 Şubat
371 okur puanı
Aralık 2015 tarihinde katıldı
Lanet üçlemesi serisinin 1. Kitabı Tutsak Çalıkuşu bir çırpıda bitti.. Beni tanıyanlar bilir, fantastik seri kitapları çok severim.
Farklı bir kurgu, farklı bir dünya yaratmış yazar, ben çok sevdim.
Kısaca konusu:
Geçmişte bir cadının lanetlediği troller, beşyüz yıl boyunca bir dağın altındaki şehire hapsedilmişler. Bir gün bir kızın bu laneti kaldıracağına inanırlar ve yıllardır bu kızı ararlar. Ana karakterimiz Cecile’yı o kız diye kaçırırlar ve artık oda orada hapis olur…
Cecile için tek amaç oradan kaçıp kurtulmaktır ancak bu hiç de Kolay değil çünkü troller Zeki, hızlı ve insanüstü güçlere sahipler.
Zaman ilerledikçe ve Cecile trolleri tanımaya ve onların içinde bulundukları zor durumu anlamaya başladıkça kafası da çok karışır.
Lanetin sırrı ne ve kim bunun altındaki kişi?
Cecile ne karar verecek?
Final çok heyecanlı bitti ve hemen 2. Kitabı ile okumaya devam :)
Fantastik sevenler keyif alacaklardır.
Yazarın kitaplarını seviyorum. Geçmiş ve günümüz arasında ki anlatımı ve hikayeyi bağlayışı çok başarılı.
Konusu:
Bağlanma korkusu yüzünden kaybedilenler, değer verilmeyen anlar, boşa yitip giden sevdalar ve sonrasında kocaman bir yalnızlık, pişmanlık…
Son pişmanlık fayda etmiyor, yıllar geçiyor, gençlik bitiyor….
Sinan, Cem ve Baharın hikayesi bu.
Bu kitap bağlanma korkusu olanlara gelsin.
Yazarı Bronz atlı serisi ile tanıdım ve çok sevdim. Hikayeleri okurken resmen yaşatıyor…
712 sayfa nasıl bitti anlamadım :)
Kısaca bu kitabın konusu:
Tully nin geçmişi fiziksel ve duygusal yaralar ile doludur. Hiç kimseye güvenmez , hiç kimsenin kendisini sevebileceğine inanmaz, özellikle erkeklere, çünkü küçükken babası onu terk etmiş!!
Hikayenin özünde böylesi yaralar almış birinin yaptığı hatalar, acılar, kararlar , kararsızlıklar, kısaca Tully nin hayatını okuyoruz. Ürpertici ve etkileyici….
Sevgisizlik hayattaki en büyük eksiklik, özellikle çoçukluk döneminde :(
Okur Takip Önerileri
Dokunaklı bir hikaye…
Göğüs kanseri olan Daisy az bir ömrü kaldığını öğrenir.
Kendi acısını unutup , ev işlerinde beceriksiz olan kocası Jack’in o öldükten sonra ne yapacağını düşünmeye başlar.
Çaresizce en iyi şeyin ölmeden önce kocasına eş bulmak olduğuna karar verir ve arayışa başlar…
Kocasının mutluluğu mu, kendi mutluluğu mu önemlidir?
Sonrasında olanları okumalısınız…
Alıntı ile yorumu bitirelim:
"Aşkın en zor yanı bırakıp gidebilmektir…"
Başarısız bir yazar olan Owen bir gün aniden hiç iz bırakmadan ortadan kaybolur. Eşi Leonora bizim Zeki dedektifimiz Cormoran Strike kocasını bulması için başvurur.
Owen son yazdığı Bombyx Mori (yani İpekböceği) adlı romanın taslakları yayıncılık dünyasında elden ele dolaşmaya başlar. Bu öyle bir roman ki , iş ve aşk ilişkisi yaşadığı herkesi isim belirtmeden farklı bir karaktere büründürüp ne var ne yoksa ifşa eder. Hepsi ile dalga geçer, yerin dibine sokar, ağır hakaret eder.
Strike araştırmaya yazarın hedef aldığı kişilerle başlar.
Ha birde dedektifimizin asistanı Robin kızımız var ve ben bu ikiliyi çok sevdim.
Sonrasında olanları okumalısınız :) 3. Kitabı ile okumayı devam …
3 kitaplık bir polisiye serinin ilk kitabı Guguk kuşu.
Kısaca konusu:
Lula güzel ve ünlü bir mankendir ve bir gece evinin balkonundan düşerek hayatını kaybeder. Olay intihar vakası olarak kapatılır ancak Lula’nın abisi buna kesinlikle inanmaz ve özel dedektif olan Cormoran Strike’ı olayı araştırması için tutar.
Cormoran Strike eski bir askerdir. Özel hayatında, askeriyede ve ailesi nedeni ile ağır durumlar yaşamış ve özel dedektifliğe başlamıştır.
Cormoran Strike Lula’nın ölümünü araştırmaya başlar ve polislerin bile gözünden kaçan detaylar ile olay bambaşka bir yere gider.
Ve hikaye başlar :) çok keyifli bir polisiye gerilim, gizem ve zihin oyunları ile sürükleyici bir hikaye .
2. Kitabı ile okumaya devam …
Gerçek yaşanmış hikayeleri çok severek okuyorum. Gülseren hanımın en etkilendiğim kitabı oldu.
Hikayeleri okurken insan kendi hayatını irdeliyor, sorguluyor.. Bir nevi terapi niteliğinde yazarın kitapları…
Kısaca konusu:
Kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen, kadınların gözdesi bir Kenan efendi var. Muhteşem bir hayat, zengin bir iş adamı…
Olaylar sonrası hayatı bir anda tepe taklak olur ve Gülseren hanıma terapiye gitmeye başlar…
Hikayeyi ve yaşadıklarını bu seanslarda öğreniyoruz.
Hem çok sinirlendim hem çok acıdım… Kitabın sonunda ise çok duygulandım , çok etkilendim…
Atasözlerimizi çok severim ve bu hikayeye uygun bir tanesi ile yorumu bitiriyorum. “Güvenme zenginliğine bir kıvılcım yeter, güvenme güzelliğine bir sivilce yeter”
Eğer bu tarz kitaplardan hoşlanıyorsanız bu kitaba mutlaka okumalısınız…
Alıntı:
"Sevilmeyen insanların gözlerinin ışığı hep biraz sönüktür. Bunu görmek her zaman hüzünlendirir beni. Aç kalmak, susuz kalmak gibi bir şeydir bu..."
Yine mükemmel bir psikolojik gerilim.
Bayılıyorum bu yazara, olayları çözmeye çalışırken beynimin her bir hücresini çalıştırıyor…
Kısaca Konusu:
Psikiyatrist Dr. Jan Forstner bir gün kimden geldiği belli olmayan güller alır.
Devamında Rahatsız edici telefonlar başlar ve beraberinde gizemli çizimler ile işler iyice karışır.
Bu güller kendisine saplantılı bir şekilde aşık olan ve kendini Jana olarak tanıtan bir kadından geliyor ve bu kadın erotomani ve çoklu kişilik bozukluğuna sahip bir hasta , bir katil. Planları çok zekice ve hem Dr. Jan dan hemde polislerden hep bir adım önde.
Neler oluyor neler :)
Yine bomba bir final oldu. Ters köşe…
Başladınız mı elinizden bırakmak istemiyorsunuz.. çok severek okudum.
Yazar psikolojik gerilim konusunda çok başarılı. Heyecanla okurken bir yandan aklınızda binbir soru olurken bir anda olaylar bambaşka bir hal alıyor ve haydaaaa nasıl yani diyorsunuz :)
Kısaca yorumum:
Doro, küçük kardeşini beşiğinde ölü olarak bulur ve o geceye ait hiç bir şey hatırlamaz.
Akıl hastanesinde tedavi süreci başlar ancak gördüğü kabuslar ve halüsinasyonlar bitmek bilmez.
Bir gece bir ses duyar ve bahçeye iner, yaralı bir genç ondan yardım ister. O yardım çağırmaya gider ancak döndüğünde bahçede kimseyi bulamazlar. Gördüğü kişi haftalar önce intihar ederek ölmüştür.
Ne Annesi ne de polisler ona inanmaz ve Doro olayı araştırmaya başlar. Tehlike hiç uymadığı yerlerde mi? Yoksa Doro herkesin yaftaladığı gibi deli mi?
Olaylar olaylar …. Bundan sonrası kitapta :)
Yazarın tarzını seviyorum, tüm kitaplarını okuyacağım…
Işılca’nın birçok kitabını okudum ve hikayelerini çook seviyorum. Her kitabında umut, inanç, sevinç, çıkarsız dostluk, kan bağı olmasa da menfaatsiz sevgi ve yardımlaşma var. İyilik var, samimiyet var, birbirine bağlılık var. Yine bir gecede okudum ve yine içimde o pozitif duygular dans ediyor ….
Kısaca kitabın konusuna gelelim:
Deniz küçük bir çocukken Annesi gözlerinin önünde öldürülüyor ve o minicik yürek bunu gizlendiği yerden izliyor. Sonrası yetimhane, sonrası acı….
Yetimhane de tanıştığı Umut ile bağları hiç kopmuyor ve yıllarca hayal kuruyorlar.
Deniz mezun oluyor ve adliye de psikolog olarak çalışıyor. Yıllar sonra “Hayal Vakfı” kuruluyor , dev bir organizasyona dönüşüyor. Ekibinde ki her bir üye artık onun ailesi ve birbirlerine ölümüne bağlılar çünkü başka kimseleri yok.
Bu ekip öyle böyle bir ekip değil bu Vakfa yardım bağışları nereden geliyor. Bunun için neleri göze alıyorlar ve kimleri hedef seçiyorlar ….
Bir başka konu ise Denizin intikamı. O yıllarca Annesini öldüren o adamdan intikamını almak için yaşıyor ve güçlendikçe güçleniyor. Ancak tüm bu güç nasıl oluşuyor?
Neler var neler hikayede Devamı için kitabı okumalısınız. Ben çok severek okudum.
15 yaşındaki Auburn , 16 yaşındaki ilk aşkı olan Adamı hastalıktan kaybediyor…
Hastanede son gün ona veda ederken yan odada olanlar ileride hayatını nasıl etkileyecek bilmiyor…
Kader daha o gün Auburn için şekillenmeye başlıyor…
Karma veya kader adı ne olursa olsun, hayatımızı nasıl yönlendirdiğini ve kaçınılmaz olanların yıllar sonra nasıl karşımıza çıktığını anlatıyor yazar.
Olaydan 5 yıl sonra neler olacak ve o itiraf neleri değiştirecek?
Şaşırtan, gülümseten, hüzünlendiren derin duygular barındıran bir romandı. Ben seviyorum bu tür hikayeleri…
Uzun zaman sonra beni feci etkileyen bir kitap oldu. Kitabın kurgusu, yazarın dili muhteşemdi.
İçeriğinden bu sefer hiç bahsetmeyeceğim ama şu kadarını söyleyeyim, final benim beynimi yaktı!!!
Bi ton şey düşünüyorsunuz ancak sonunda olanlar aklınızın ucundan geçmiyor…
Çok çok başarılı. Kitaptan bir alıntı ile yorumu bitireyim: Üç kişi sır tutabilir, eğer ikisi ölüyse…
Mutlaka okuyun derim…
Ne kadar zor, acı, çaresizlik içinde yaşayan insanlar var. Bu kadar zorluğa katlanmak, bu kadar çaresiz olmak çok acı. Okurken derinden hissettim onların yaşadıklarını, ama “yaşayan bilir” diye boşa denmiyor… Ancak şunu söyleyebilirim ki hepsinin ortak sorunu “sevgisizlik”
Gerçekten küçücük şeyleri dert ediyoruz. Bunları okuduktan sonra “halime çok şükür” diyeceksiniz…
Maya ve Atlas ikinci evliliğinde mutluluğu bulmuş, çocukları ve torunuyla huzurlu, sevgi dolu hayatları olan ikinci baharlarını yaşayan aşık bir çift.
Maya rahatsızlanır ve teşhis Alzheimer !!!
Hikaye bundan sonra başlıyor ve Mayanın bu süreçte yaşadıkları, Alzheimer hastalığının evreleri ve neler yapılmalı/yapılmamalı öğreniyoruz. Yanı sıra geride kalanların yaşadıkları acı süreç de beni çok etkiledi…
Maya’nın haykırışı ile yorumu bitiriyorum: “Lütfen bana kendini unutturma”….
Harika bir polisiye romandı. Gerçekten ustaca kurgulanmış ve inanılmaz akıcı ilerliyor. Olay örgüsünün birbirine bağlantısı çok zekice işlenmiş. Sürekli sonraki sayfa için heyecanlanıyorsunuz.
Hikayemiz bankacı Selin ve şehir dışından onu ziyarete gelen arkadaşı Ece nin başına gelenler ile şekilleniyor. Selinin davasını Komiser Tekin araştırırken, Ece nin başına gelenleri ise Komiser Nurdan üstleniyor.
Selinin Emlakçı sevgilisi olayların neresinde?
İki olayda birbirine bağlı mı? Birbirlerinden habersiz İki Komiser ve bir Savcı olayın içinde, peki ortak noktalar neler?
İçeriğe girmeyeceğim zira okumalısınız ben çok beğenerek bir çırpıda okudum. Yazarımızın ilk kitabı ve gerçekten çok başarılı. İkinci kitabını da hemen alıp okuyacağım.
Oktay Gürsoy yüreğinize kaleminize sağlık
