Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevgi

"Bir kişinin bir kelimeyle kassettiği bir diğerininkiyle tamı tamına aynı değildir ve her farklılık, ne kadar küçük olursa olsun, sudaki bir halka gibi yayılır dilin bütününe. Bu yüzden her anlama aynı zamanda bir anlamama, düşünce ve duygulardaki her mutabakat aynı zamanda bir ayrılıktır."
Reklam
Dijital kontrol toplumu özgürlüğü yoğun biçimde kullanır. Bu da kendini gönüllü olarak ışıklandırma ve ortaya çıkarma sayesinde mümkündür sadece. Özgürlüğü sömürür. Kontrol toplumu, sakinleri dış baskı nedeniyle değil kendi iç ihtiyaçları nedeniyle iletişime geçtiği zaman mükemmelliğe ulaşır -yani özel ve mahrem alanı feda etme korkusu kendini utamazca vitrine koyma ihtiyacına yenik düştüğünde.
Şeffaflık insanı camlaştırır. Şiddeti de buradadır. Sınırsız özgürlük ve iletişim topyekûn kontrol ve gözetime dönüşüyor. Sosyal medya da giderek toplumsallığı disiplin altına alan ve sömüren dijital panoptikonlara benziyor daha çok.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sevgi
@sevgininkitapligi·Bir kitabı okumaya başladı
Şeffaflık Toplumu
Şeffaflık ToplumuByung-Chul Han
8.4/10 · 2.092 okunma
İnsanın başkalarından hesap sormasının her zaman pek yararı olmaz ama kendi kendinden hesap sorması her zaman yararlıdır. -Stefan Zweig, Dostlarla Mektuplaşmlar
Reklam
Masa başında oturup şiir yazan hiç kimsenin, oğlu öldürülmüş Çukurovalı ananın “Benim oğlum can verirken/ Çiçekler çığrışıp açtı” dizelerindeki derinliğe ulaşabileceğini sanmıyorum. Bir yandan dünyası yıkılıyor ama bir yandan da dünya dönmeye, çiçekler açmaya, insanlar yaşamaya devam ediyor.Ne var ki ağıt yakan ana, çiçeklerin sonsuz güzellikteki rengarenk açışını bile birer çığlık olarak algılıyor. Başka insanlara baharı muştulayan çiçekler, onun için doğanın tuttuğu yasa dönüşüyor.
Sevgi
@sevgininkitapligi·Bir kitabı okumaya başladı
Yaşar Kemal
Yaşar KemalZülfü Livaneli
8.7/10 · 2.316 okunma
İnsancıl, temiz yürekli, çalışkan bir kişinin dünya üzerindeki etkisinin kapsamı ne denli geniş olur, bunu kestirebilmek olanaksızdır. Gelgelelim böyle bir kişinin kendi üzerimizdeki etkisinin nasıl güçlü olabileceğini çok iyi biliriz.
Yaşantımın üstüne bütün renkleri, kıvançlarla mutlulukları bir süre için kapatan, ortada diş sıkıp dayanmanın donukluğu dışında hiçbir şey bırakmayan kara bulutlar indiği olmuştur. Hangimize olmaz ki?
Üzerlerinde başkalarının keyfini bekleyenlerin sıkıntılı durgunluğu vardı.
Reklam
Zaten herkesin yaşamında böyle olmaz mı? Yaşamımızdaki sayılı günlerden bir tekini silin yazgınızın yönü kim bilir nasıl değişik olurdu! Bunu okurken bir dakika durun, sizi çekip götüren zinciri düşünün; ister demirden olsun ister altından, ister çiçeklerden ister dikenlerden örülü olsun... O unutulmaz günlerin birinde ilk halkası yaratılmasaydı, bu zincir belki de size, yaşantınıza hiç dolanmayacaktı!
Bilgili olan her kişi işe bilgisizlikten başlamak zorundadır.
İnsanın kafası duvara çarpılınca alnı badanadan kireçlendiği gibi beyni de inattan kireçleniyor olmalı. Bilmiyorum. Tek bildiğim, alnım badanadan ağardıktan sonra inadımın katır inadına dönüştüğüdür.
Eğer başka çocuklar da anlaşılmamaktan, yanlış anlaşılmamaktan, benim çocukken korktuğum kadar korkuyorlarsa bu korku birçok suskunluk ve yalanların anahtarıdır.
Kimin tarafından yetiştirilirse yetiştirilsin, bir çocuğun küçücük evreninde en derinden sezilen, en ince algılanan şey, haksızlıktır. Çocuğa yapılan haksızlık küçücük bir şey olabilir. Ne var ki çocuk da, çocuğun dünyası da küçücüktür; bu ölçüler içinde çocuğun tahta atı en iri küheylanların boyundadır.
1.041 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.