𝐒̧𝐄𝐘𝐌𝐀 𝐃𝐄𝐌İ𝐑
𝐁𝐀𝐍𝐀 𝐎̈𝐘𝐋𝐄 𝐁𝐀𝐊𝐌𝐀
➷ 𝑲𝒊𝒕𝒂𝒑 𝒀𝒐𝒓𝒖𝒎𝒖:
Yusuf Yüzlü Demir Yürekli ve Asi ve Mavi kitaplarından bildiğimiz Ali'nin hikâyesini okuyacağız burada. Aynı zamanda Oğuz'un kız kardeşi Ece'nin...
Ali, çocukluğundan bu yana Demir ve Oğuz ağabeylerinin himayesinde çok şey gördü, çok şey öğrendi. Sadece bir şeyi öğrenip belleyemedi; Onların kardeş dediğine kardeş diyemedi. Çünkü gönlüne sevda diye düşmüştü bir kere Ece'si. Çünkü yüreğine pranga olarak yetmişti Ali'sinin gözleri. Safir mavisi... Bu aralar bu rengi epey kattım zihnime. Değişen sadece kurgular fakat renk hep aynı.
Çocukken her şey normaldi, birbirlerinin çocukluk arkadaşıydılar Ali ve Ece. Ama büyüdükçe, mahremiyet de gelişir. Ece, Ali'sinden kendisini uzak tuttu ama duygularına gem vuramadı. İçinde bir sevdası bir de umutsuzluğu vardı artık.
Büyüdü, büyüdükçe daha çok sevdi. Peki ya Ali? O ne yapsın sevdasından alaf alaf yanan yüreğini? Hangi kayalıklara bıraksın kendini? Oğuz ağabey'i yokluğunda Ece'sini ona emanet ettiğinde ne yapsın? Ne yapmalıydı ki? Onu unutmak için her yolu denedi. Ama fayda etmedi.
Sonra tabii ki kavuşuyorlar, visalleri müthişmel fakat... Çok meşakkatli bir yol izlediler. Çok zorlu yollardan geçtiler.
Sustuklarından çok içindekilerden yüz bulup kavuştular bana sorarsanız.
Fazla duygusaldı, edebî yönden fazla fazla, kat kat her şeyden çarşaf çarşaf vardı.
#banaöylebakma