İbni Teymiyye, Mevdudi, Seyyid Kutub, Hasan elBenna (Allah kendilerinden razı olsun) okudum; okumaya da devam ediyorum.. Peygamber değiller kendileri, hataları/yanlışları olabilir; Kur'an ve Sünnete muhalif bir şey görürsek uzak dururuz, diğerlerinden istifade ederiz; kendilerinin de muradı her alim gibi böyle olsa gerek..
Ama "bunları okumayın, sapıktırlar, itikatları bozuktur" diyenleri de anlıyorum; çünkü okuyanın gözleri açılıyor; din tüccarlarını, dincileri fark ediyor; Kur'an ve Sünnete yönlendirmek yerine "ehli bidat vel fitne" olmalarına rağmen kendilerini "ehli sünnet vel cemaat" olarak göstermeye çalışarak "bizim hocamız/şeyhimiz ne derse ona uyun, siz hocalardan daha mı iyi bileceksiniz, hocalar ne derse o, şeyhin kulu kölesi oliceksin, kapısında köpeği oliceksin" diyerek kurdukları tezgahın devamını arzuluyorlar.. Tezgahları başlarına yıkılsın, kimseyi din maskesiyle kandıramasınlar diye bol bol okumalıyız.. Okuyalım kardeşlerim, okuyalım sahtekarları görelim, hidayete erelim biiznillah..
Yazar Kızıl sakallı Barba Rossa'nın,Barbaros Hayrettin Paşa olmasından ve ölümüne kadar edebi bir lezzet vererek anlatmış. İspanya Gırnata emiri Seyyid Muradi'nin aşk hikayesiyle bütünleştirerek klasik bir İskender Pala romanı olmuş. Çok güzeldi.
Ciltlerce yazılan tefsir kitapları, sayısız Kur'an sözlükleri, usul kitapları, Allah'ın kelamındaki muradı daha iyi anlamak üzere ortaya konmuş gayretlerin ürünleridir. Dolayısıyla Kur'an-ı Kerim, Müslümanların avamından, alimini birleştiren bir ip konumundadır. Zaten "Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın." Ayet-i Kerime'sindeki ip ifadesini, birçok alimimiz Kur'an olarak tefsir etmişlerdir.