Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bürokrasi, iş bölümü ve işleyiş üçgeninde mecburiyete boyun eğen birey, kendi eyleminden sorumlu olmadan, yerine getirdiği görevin sonuçlarına ''kayıtsız'' kalarak büyük sistemin işlemesini sağlar. Bu, kapatılan ve dışlanan insandır. İnsanlar, tahakküm benzetmelerinin, belli görev, üslup ve anlayış duvarlarının arasına kıstırılır; bir süre sonra o duvarların şeklini alır; çeşitli aidiyetlerle ''homojen biz'' yaratılır, ''ötekiler'' ise, dışlanır.
İktidar Sistemi
Hükmedilenlerin pozisyonları aracılığıyla, onlar üzerinden kendini gösteren iktidar sistemi içinde, dışlama, inkar, asimilasyon, ayrımcılık, kendine bağlama, yoksun bırakma, kapatma, rehabilitasyon, marjinalleştirme, yok etme gibi yöntemlerle, emek sömürüsüne, insan merkezciliğe, cinsiyetçiliğe, militarizme, milliyetçiliğe, ırkçılığa, heteroseksizme, yaş hiyerarşisine vb. dayalı çeşitli toplumsal şiddet türleri kimi zaman iç içe, kimi zaman birisi öne çıkarak uygulanır. Toplumsal iktidar ilişkileri analitik olarak farklı da olsalar, birbirini besler, eklemlenir, iç içe geçer, kıvrılıp dönüşür, başka yerlere taşınıp yaygınlaşır. Birey, bu eklemli bağ arasında şekillenir, hem ezen, hem de ezilen konumlarda kendini var eder.
Reklam
Modern yaşamın en derin sorunları, toplumun egemen güçlerine karşı, tarihsel mirasın, kültürün ve yaşam tekniğinin ağırlığına karşı, bireyin kendi varoluş bağımsızlığını koruma çabasından doğar.
Binlerce yıllık insanlık macerası, aynı zamanda da hararetli bir özgürlük yolculuğudur. Ölüm-yaşam kıskacındaki insan kısacık hayatında belirsizlikler ve güç ilişkileri ile boğuşur; kendi akışını, varlığını, arayışını sürdürmek, gürleştirmek ya da kendi durgunluğunu, sabitliğini korumak istenciyle, doğayla bir mücadele yürütürken, genellikle toplumsal varoluş içinde sönümlenir. Çağımızın toplumsal ilişkileri içinde,, belli değerler doğrultusunda yetişen ''birey'', üretim-tüketim-eğitim-eğlence ve özel hayat gibi kategorize ettiği yaşam alanlarında, toplumsal kurumların belirlediği sınırlara göre yaşamaktadır. (...) Bu sınırlar, zorunluluklar, değerler ve görevler içinde, insan, kendi kendini, oluşturduğu uygarlıkla tutsak etmiştir.
Bilgi kurumsal sınırlarını aşmak, demokratikleşmek, yeniden sahiplenilmek durumundadır. Yeraltında bile olsa, kırgınlaştırılmış da olsa ulaşılabilir olmalıdır. Bugün her yerde öğrenmek, anlamak, düşünmek, konuşmak ve yorumlamak açlığı var.
Geri14
45 öğeden 41 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.