Tekrar merhaba, Ege ben!
Bütün o zorlu yılları düşe kalka yürüdükten sonra, iyi kötü bir yerlere varıp, sırtını da rahatçana bir duvara dayayıp geriye bakarak konuşmak nispeten kolay. Oysa her birimizin büyümekten aldığı da anladığı da çok farklı. Bir sürü okul bitirmek, önce doğru bir evlilik sonra mutlaka bir çocuk yapmak, kâğıt üzerine sıra
…
Bütün o zorlu yılları düşe kalka yürüdükten sonra, iyi kötü bir yerlere varıp, sırtını da rahatçana bir duvara dayayıp geriye bakarak konuşmak nispeten kolay. Oysa her birimizin büyümekten aldığı da anladığı da çok farklı. Bir sürü okul bitirmek, önce doğru bir evlilik sonra mutlaka bir çocuk yapmak, kâğıt üzerine sıra sıra dizilen başarıların
Bu tarz 12 Mart'a ve 12 Eylül'e yönelen romanların tersine iğneyi kendilerine batıranların romanı olmuş. Daha uzun olsa muhasebe daha derinleşir miydi diye düşündüm. Alıntılanıp sevilecek çok cümlesi var ama romanın bütünü iyi çalışılmış gelmedi. Yenilenlerin böyle yapmasa mıydık demesi var sadece . Bu tarz romanlardan sadece bu yönüyle ayrılıyor. Üslup da riske girilmediği için fazla sığda kalmış. Bu romana daha cesur üslup isteneni verirdi.
rüyamızı emanet etmedik
hiç uyumadık sığda
ölümün uykusuna güvenir gibi
bırakırdık kendimizi
birbirimizin düşlerinin yastığına
aşktı bu, beraberlikti
yol arkadaşlığıydı
ve daha binlerce kelime
rüyamızı emanet etmedik
hiç uyumadık sığda
ölümün uykusuna güvenir gibi
bırakırdık kendimizi
birbirimizin düşlerinin yastığına
aşktı bu, beraberlikti
yol arkadaşlığıydı
ve daha binlerce kelime