Bana koklatıp gül-ruh orucum o mâh bozdu
Bu sene zehî tesadüf Ramazan bahara düşdü
Tevafuk ve tesadüf kelimelerinin kullanımı hakkında birisine izahat vermek için İsmail Kara Hocanın Aramakla Bulunmaz isimli eserini elime almıştım. Yukarıda alıntıladığım beyite tesadüf ettim! (Hocanın izahatına uygun olarak tesadüf kelimesini tercih ettim.)
Aklıma yaşlı bir şairin, muhayyel sevgilisine serneziş ettiği bir sahne geldi istemsizce. İhtiyar olmak âşık olmak için en müsait devirdir sanırım. Neden mi?
Sana yalnız bir ince taze kadın
Bana yalnızca eski bir budala
Diyen bugünkü beşer
Bu sefil iştiha, bu kirli nazar,
Bulamaz sende bende bir mana,
Ne bu akşamda bir gam-ı nermin
Ne de durgun denizde bir muğber
Lerze-i istitar ü istigna.
Hâşim'in bu mısraları yazması kaç senesini almıştır kim bilir? Ruhun itikâfa girdiği âşıkâne kuytular, yıllar sonra kendini şiire vakfeden peteklere dönüşüyor. Lerze-i istitâr ü istiğna...hele bu mısradan sızan ruh üsâresi... titreyişin örtünme ve istiğna ile kurduğu muhayyel üçgen...sesin, kelimelerin ve ahengin geometrisi...
Kullandığımız lügatin kaç şair eskittiğini bilmiyorum. Kaç şair bir lügati eskitebilir peki? Eskimeyen şiir sanırım...bazen şair unutulur da şiir unutulmaz...
Ihtiyar şair bastonuyla bir gülün yanından geçiyor...koku oruç bozar mı? Sanırım şairin bozduğu söz orucudur...Fasl-ı baharın ahirinde rast geldim bu güzel mısraya...aynı ihtiyar şairin güle ömrünün ahirinde rast gelişi gibi....
Kur'an'da, "sezmek, farkına varmak manasında geçen ve bazen alime (bildi) ile münâvebeli olarak gelen şaara fiiline bağlamışlardır.
(...)
Goldziher, şair kelimesine "tabiatüstü sihri bir bilgiye sahip olan, sezişle bilen" manâsını verir.